Yi̇ne acittin be sevgi̇li̇

Bugün canımın ve ruhumun  çektiği acılar 

Dayanılmayacak boyutlarda.

Aldığım tedavi Sonucu 15 günlük 

Oda hapsim başladı dışarı çıkmak yok

Sevdiklerine sarılmak yok

Çok Sevdiğim yağmurda dolaşmak dahi yok

Bir Nevi hapishane yani

Acılarımı unutmak için birşeyler paylaşmalıydım.

Bugün ne paylaşayım diye düşünürken 

Sevgiliden aldığım mail paylaşımımın İçeriğini belirledi.

Derinden vurmasını ve 

Yaralarıma acımasızca dokunmasını o kadar İyi biliyordu ki.

Yine sözleriyle yanan canıma benzin döktü,

Ruhumu ateşe verdi,

Çektiğim acılara dayanılması mümkün olmayan acılar ekledi.

Oysa ki benim artı acılara, gözyaşlarına, 

Yürek yangınlarına hiç ama hiç İhtiyacım Yoktu

Çektiklerim bana kafi geliyordu.

Çok merak ediyorum!

Pc Resetlediğim gibi hayatı, kalbimi, acıları, 

Aşk'ları resetlemek mümkün olur mu acaba ?

Henüz kabuk bağlamamış yüreğime dokunan 

En Ufak bir temas oluk,oluk kan akmasına Sebep oluyor.

Canımda tamiri mümkün olmayan yıkıntılar oluşturuyor.

**

Bu hayatta hiçbir yük bana kalp yükü kadar ağır gelmedi.

Kalp yükü kadar yormadı ve kalp yükü kadar acıtmadı.

Hiçbir güç beni yıkamadı Aşk'ın gücü hariç.

Üzerimde varlığını canı istediği gibi kimse kullanamadı.

Herkesin bir haddi, 

Bir Sınırı oldu Aşk’ın gücü hariç 

Bunu okumak kulağa hoş gelebilir ama 

Yaşamak insanın kendi kendine kıyması demek oluyor. 

Aşk İçin kendime kıyıyorum hem de acımasızca

Herkese ve her şeye yufka olan bu yürek 

Kendine karşı her türlü acıya kapılarını açıyor, 

Hükmetmesine izin veriyor.

Kendi değerimi bilmez değilim.

Normal hayatımdaki dengem.

Olduklarım, oluşturduklarım.

Beni ben yapan veya 

Doğuştan sahip olduklarım bir yana Aşk bir yana.

Kelimelere dökünce çağlayanlar gibi akan 

Ama bir nehirde aslında söylenecek 

Topu topu üç beş kelimemin olması gibi.

"Seni seviyorum" gibi.

**

Şimdi üzerimde Her türlü hükümdarlığa sahip 

Aşk’ı elimde olsa bu yüreğe hiç yaklaştırmaz, 

Hiç tanıştırmazdım. 

Bir sinyal olsa ve "Dikkat Aşk Geliyor" 

İkazlarında bulunsa 

hemen tası tarağı toplar Terk-i diyar ederdim.

Ara sıra başını göstererek kendini hatırlatsa da 

Onu yanıltır, çarpıtır, yönünü değiştirir, 

Asla ve asla bana ulaşmasına izin vermezdim.

Keşke Aşk bana karşı önünde ne varsa 

Doymak bilmeden tüketen ve 

Daha fazlasını isteyen savruk bir çocuk gibi 

Davranmasaydı keşke Aşk’ı hissetmek

Bana "Yaşadığımı" hissettiriyor olmasaydı

Keşke kendimi yaşıyor hissetmek için 

Aşk’tan başka gideceğim bir kapım olsaydı.

Hadi Aşk-ı kıyamet

Acıların seni bekliyor

Yangınların seni bekliyor

Aşk senin neyine ?

Sevmek neyine ?

Neyine sevilmek ?

Senin dünyada ki rolün belirlenmiş, acı çekmek

Hadi fazla bekletme

Acıların seni dört gözle bekliyor

Yine acıttın be sevgili ! 

Hem de tahmin edemeyeceğin kadar acıttın.

BANA NE

Anladım dünyada sevda boş imiş

Gönül gözü taş olandan bana ne

Bülbülün gülünden hevesi geçmiş

Şakıyıp söyleyen dilden bana ne

Yâr ile açmışız zaten arayı

Gel tabib'im deşme döşten yarayı

Ne köşkü isterim ne'de sarayı

Selin döşediği milden bana ne

Diyorlar ki Aşka düşenler gülmez

Beklemek boşuna gidenler gelmez

Ağlayanın yaşın kimseler silmez

Bana çağırmayan gelden bana ne

Kimse bilmez nice Dur@k'ın halı

Gül dikene bülbül güle sevdalı

Konduğu tüm güller olurken çalı

Ellerin bağında gülden bana ne