Köylü bir çiftçinin 7 tane oğlu vardır.
Köpek beslemiyorlar zira insanın yediği herşeyi köpekte yer..
Ama eşekleri var,eşşek çok önemli,ailenin bir parçasıdır.
Ve bu olay Polat'ın babası 5 yaşında iken oluyor.
Eşşek 12 yıl hizmet etmiş iş göremez hale gelince,gözlerine perde inmiş.
Eşşeği alıp dağ götürüp bıraksalar doğa onu bir kaçgünde yok eder.
Selim dede ise çocuklarının bu işten birşeyler öğrenmesini ister.
Hayvanı dağ götürüp terk etmez.
Çocukları denemek babında derki çocuklar eşşek kör oldu,
götürüp dağ bıraksakmı acaba..?

Bu arada en büyük oğlan er Baba eşek kör,dağa bırakalım
başka bir eşşek alalım..
Selim dede diyor ki düşünüyorum oğlum düşünüyorum 
ama henüz bir karar vermedim...
Aradan birkaç gün daha geçiyor yine yükü taşımakta zorlanan 
Eşşek sağa,sola yalpa yaparak gidiyor..
Oğlan gene diyor baba eşşek kör,zayıf yükü götüremiyor
Bunu dağa bırakalım yeni eşşek alalım..
Selim dede diyor ki,bu gece düşüneyim size yarın cevabını söylerim.
Adam gece düşünüyor,
Polatın babası 5 yaşında,en küçükleri o.
Selim dede,Ahıra eşşeğin yanına gidip,
Eşşeği ipinden çekerek ahırdan dışarı çıkartıyor.
Çocuklara dönerek diyor ki,çocuklar bütün gece düşündüm durdum
ve bir karara vardım.
Bizlerin tüm kemiklerimizin üzerinde ki bu ette bile
bu eşşeği hakkı vardır,bunca sene bize hizmet etti.
Düşündüm uyuyamadım bir karar verdim,bu eşşeği emekli ediyoruz,
bundan sonra bu ölene kadar biz buna hizmet edeceğiz.

Beş yaşında çocuk deyip geçmeyin hatırlıyor.
En büyük ağbisi ne demişti.?
Baba eşek kör başka eşşek alalım.
Muhterem dedem ağbime döndü dedi ki,
oğlum ben kör olunca benide mi dağa bırakacaksınız der.?
O gün o eşşek emekli edilir.
Eşşek iki yıl daha yaşar Selim dede o eşşeği ikiyıl hergün tımar ederr,
hava alması için dışarı çıkartır onunla ilgilenir.
Eşşek'le adeta konuşuyor sanki.
Üzülme ikimizde aynı ekipteniz diyor.
Eşşeğe şöyle der,senin sırtından geçen çuvalların hepsi benimde
sırtımdan geçti.
Ve birgün eşşek ölür,hayvanın ayaklarını bir birine bağlatır
bir sopa askısı ile hayvanı götürüp bir dere kenarına mezar kazıp gömerler.
Aradan yıllar geçer,Polat büyüyor,İlk,orta,Lise derken 
Hukuk fakültesine yazılır.
Okur hakim olur..
Mezuniyetin sonunda köye gider,gitmesine deilk işi 
eşşeğin mezarına oturup kendi kendine şöyle diyor,
benim babam adil adil bir insandı,bende adil bir HAKİM olacağım..
İşte bu yaşayan değer,o Polatın bir oğlu var..
Adı Poyraz 12 yaşında.Geçen bir görüşmemiz de Polat anlatıyor
Baba bugün matematikten sınav olduk 15 soru sordular,
14 soruyu doğru yaptım,birini yapmadım aslında 15 nide yapardım ama,
yapmadım der.
Aferim oğlum demiş babası.
Peki o bir soruyu niye yapmadın ?
Aslında Poyraz'ın matematiği oldukça da iyidir .
Yanımda ülkü oturuyordu ondan kopya çekebilirdim ama
çekmedim baba demiş.
Polat çocuk görmesin diye öbür odaya gidip,oğlumun dürüstlüğüne
ağladım der.
İşin özü şudur değerli dostlarım..
Bir evde güzel türkçe konuşuluyorsa,
küfürlü söz yoksa,büyüklere karşı saygı varsa,
küçüklere sevgi varsa.
O evde yetişen çocuktan topluma zarar gelmez.
Düzenin ve güvenin olmadığı yerde hayat devam edemez..