YANSITMA


   Büyük bir heyecanla ve neşeyle öğretmenlik görevine başlamıştı.Mensubu bulunduğu köyden  ilk  fizik öğretmeni o çıkmıştı.Gururluydu ve sırtındaki yükün farkındaydı.Mesleğine deliler gibi aşıktı.Öğretmen arkadaşları tenefüslerde çay içmeye giderken, o öğrencilerin arasında dolaşırdı.Öğrencilerin dertlerini dinler ve onlara tecrübelerinden aktarırdı.Herşey çok güzeldi.Hatta kısa sürede müdür yardımcılığına ve disiplin kurulu üyeliğine seçilmişti.

   Okulda bir kız öğrenci vardı.Seksi yönlerini ön plana çıkarır ve bütün erkek öğrencileri başına toplardı.giyinme kurallarını tınlamaz ve istediği gibi takılırdı.Okul yönetimi bu kız öğrenciden illallah etmişti .Fizik öğretmeni bir akşam ders sonu müdür odasına girince, müdür kendisine bir kagıt uzalttı.

-Hocam! o malum kız öğrenciyi okuldan attık, sizinde imzanız gerekli.Buyurun..Bir anda öğretmen beyninden vurulmuşa döndü.

-Değerli hocam bu öğrencileri ana ve babaları bize ne için gönderiyor?Eğitip topluma kazandırmamız için.Bizler en ufak bir şeyde en kolay yolu seçersek ayıp olmaz mı? Ben, kesinlikle imza atmam, kusura bakmayın.

-Bakınız hocam bu çocuk yüzünden başımız belaya girerse sizi kesinlikle savunamam haberiniz olsun."Ağrımayan başınıza çaput sarmayın".

-Bedeli her ne olursa olsun ödemeye hazırım.Ben bu çocuğu topluma kazandıracağım.

-Siz bilirsiniz, benden günah gitti.

O gece öğretmen düşünceye daldı.Herşey yolunda giderken bütün yönetimi karşısına almıştı ve bu meseleyi çözmesi gerekiyordu.Okul yıllarından tanıdığı bir doktoru aradı ve ondan randevu aldı.Ertesi gün kız ile birlikte doktorun yanına gitti.Matematikçi olması hasebiyle öğretmenin kafasında bir şablon vardı.Bu kızın cinsel foksiyonları normalden fazla çalışıyor ve kız bunu dışa vuruyor.Ama bunu kanıtlaması gerekiyordu.Muayene yapıldı, tahliller yapıldı ve doktor öğretmene sonucu anlatmaya başladı.

-Hocam bu kızın cinsel foksiyonlarının hiç biri çalışmıyor ve ileride çocuğu bile olmayacak.Sen bunu bana niye getirdin?

Öğretmen raporları alıp kafasında binbir türlü soruyla oradan uzaklaştı.Aklına en sonunda psikoloğa gitmek geldi.Olayı psikoloğa anlatıp ondan çözüm istedi.Psikolog anlatmaya başladı..

-Bu olay "yansıtma"nın bir türüdür hocam.Hemen hemen hepimizde vardır.Genellikle kişilik zafiyetinden ve aşağılık kompleksi ile  panaroyanın eşlik ettiği "ego" kaygısından kaynaklanır."Kişi bilinç düzeyinde, aslında "bilmemenin ego'da yarattığı belirsizlik ve sapma ile yanılgıya düşer ve "zan"lar üretir.Yansıtma, bunların tümünün birden sonucu ve hepsini kapsayan bir bozukluktur.Kişi, kendinde birtakım eksiklikler olduğu için, bunu "ödünleme" yoluna giderek, kendini bir havalarda yada "ayrıcalıklı"  üstün görme ve gösterme halleri geliştirir.Çünkü önemsenme ihtiyacındandır ve o kendini fazlaca önemsediğin de yada kendini önemli gösterdiğinde başkalarınında onu önemseyeceği yanılgısına düşer ve önemsetmeye çalışır.Gayet insani bir davranış şekli, korkulacak bir şey yok.

Öğremen sabahleyin öğretmenler odasına girer ve elindeki raporları masaya fırlatır

-Beyler! hani şu sizin okuldan atmaya çalıştığınız öğrenci var ya! bu raporlar onun raporları.Hepiniz teker teker okuyun.İleride bu öğrencinin çocuğu bile olmayacakmış.Hadi gözünüz aydın, istediğiniz oldu.

   İnsanlık bugüne kadar ne çektiyse, yaşamın merkezine kendini koyan ve yanında başkasına yaşama şansı tanımayan dalkavuklardan çekti.Bunlar yasaları kendi yapar, tüzükleri kendi düzenler ve ahlak olgusunu kendilerine göre şekillendirirler.İsterler ki herkes kendilerine hizmet etsin ve kendileri gibi olsun.Kendileri gibi düşünmeyenleri tımarhanelere, belli şablona oturtulmayan kadınları geneleve ve hakkını isteyen, sistemi eleştirenleri de zindana tıkarlar.Dışarıda sadece sabuncular kalır.Başkalarına attığımız nutukları keşke aynada kendimize söyleyebilsek.

"Ben'likten kurtulup "biz" olabilmemiz dileğiyle hayırlı akşamlar efendim