Card image cap
Ki̇li̇tli̇ kapi

Zamanın birinde bir padişahın 3 oğlu varmış. 

Evlatlarına öğüt olsun, ibret alsınlar diye, 

kendine vezir seçerken nelere dikkat ettiğini 

onlara göstermek istemiş. 

Böylece de kendisine yakışır bir vezir bulmaya karar vermiş ve 

kimsenin daha önceden görmediği kocaman bir kapı yaptırmış.

Yaptırdığı kapının ortasına ise onlarca kilit yaptırmış. 

Kimisi sürgülü, kimisi halka kilit vesaire… 

Derken baştan aşağı her tarafa kilit yaptırmış.


Evlatlarını da toplayarak,

vezir adaylarını bir bir buyur etmiş huzura.

İlk giren adama demiş ki:

Sen benim vezirim olmak istiyorsun, değil mi ?

O da demiş

Evet efendim.

Eğer benim vezirim olmak istiyorsan, 

şu kapıyı anahtar kullanmadan, levye kullanmadan, 

hiç bir alet kullanmadan açmanı istiyorum” demiş.

Vezir adayı şöyle bir dönmüş kapıya, bakmış ve demiş ki


Efendim bu mümkün değil, 

kaldı ki anahtar bile olsa bu kapıyı açmak saatler sürer.

Padişah da demiş ki:

Peki, sen git ötekisi gelsin.”


Öteki gelmiş, ona aynısını söylemiş, 

O da demiş

Efendim mümkün değil anahtar bile olsa


Diğeri gelsin, diğeri gelsin falan derken, 

en son vezir adayı da girmiş içeriye.

Padişah demiş ki

Sen vezir olmak istiyorsan, şu kapıyı anahtarsız, 

levyesiz, hiç bir alet edavat kullanmadan açmanı istiyorum.”

Adam şöyle bakmış kapıya, bakmış,dönmüş demiş ki padişaha


Devletli Sultanım ! 

Aslında aklım der ki

Bu kapı böyle açmaya açılmaz. 

Lakin bize itmek düşer demiş ve 

elini uzatıp o kapıyı şöylece ittiğinde kapının açılıverdiğini 

ve aslında kilitlerin hiç birinin kapalı olmadığını görmüş.


Padişah evlatlarına dönmüş ve demiş ki;

Cenâb-ı Hakk’ın rızası hangi amlede saklı bilmiyoruz

Belki bir vakit namazda saklı

Belki bir yetimin başını şefkatle okşamakda

Belki bir kediye merhametle su vermekde

Belki yanımızdan geçen ve hiç tanımadığımız birine

Esselamü aleyküm ve rahmetullah’ demekde, 

Ve belki o da mukabele de bulunacak

Ve aleyküm selam ve rahmetullah’ diyecek…


Bu yüzden Cenab-ı Allah’ın rızası hangi kapıda saklı diye, 

biz kullara itmek düşer.

İnancımızın gereğini yapmak düşer…