
Kapatilan köy okullari
Binbir güçlükle devlet-millet işbirliği içerisinde yapılan köy okulları, öğrenci sayısı onun altına düşünce mecburiyetten kapatıldı. Öğretmensiz, öğrencisiz kalan okullarımızda istiklal marşını okunmaz, öğrenci andını okuyan çocukların sesi yankılanmaz, milli bayramlarımız kutlanmaz, bayrak dalgalanmaz oldu. Kaderlerine terk edilen bu okullar öksüz kaldı. Çoğu bakımsızlıktan harap olmuş durumda. Samanlık, depo olarak kullanılanlar olduğu gibi bazılarının bahçeleri hayvan barınağı olmuş. Bazılarının da sıvaları düşmüş, çatılarının akması sonucu yıkılacak konuma gelmiş. Bugün elli yaş üzeri olanların çoğu, bu okullarda eğitim-öğretime başlamış kişiler. Hepimizin buralarda unutulmaz anıları var, anlatmakla bitmez.
Bu okulların bakımsızlıktan yıkılmaması, anılarımızın yok olmaması için; Eğitim- öğretim amaçlı olmasa bile başka sosyal amaçlarla kullanılmasının yolunu bulup, buraların ayakta kalmasını sağlamalıyız. Şehirlerimizin çoğu Büyükşehir statüsüne geçince köylerimiz mahalle oldu. Buralara hizmetler artık belediyeler eliyle götürülmekte. Büyükşehir ve İlçe Belediyelerimiz, kaderine terkedilmiş köy okullarımızı biran önce sahiplenip bakımlarını üstlenmeliler.
Peki, kapatılan köy okullarına tekrar ihtiyaç duyuldu mu?
Evet
Pandemi döneminde bu okullara ihtiyaç duyuldu ki Milli Eğitim Bakanlığımız bir kısmını tekrar hizmete açma kararı aldı. Kapatılan köy okullarımız, Milli Eğitim Bakanlığımızın “Kara Gün Akçesi” olarak bir şekilde yaşatılmalı. Ancak; Milli Eğitim Müdürlüklerimiz faal durumda olan okullarımıza ihtiyaçlarını karşılamada bir takım güçlüklerle karşı karşıya kalırken, kapanan okullarımıza kaynak ayırması zor. Bu zorluktan dolayı Bakanlık “Kiralamak veya kullanmak isteyenlere, bakım-onarım yapmak kaydıyla kullanabilir” dese de buralara belediyelerin sahip çıkması kalıcı çözüm olur.
Bu okulları eğtimin dışında nasıl kullanabiliriz?
Köyün; okul binasını köy konağı veya başka sosyal amaçla kullanma gibi bir ihtiyacı yoksa MİSAFİRHANE olarak düzenlenebilir. Köye gelenlerin çoğu ya akrabalarının yanına veya babadan kalma evlerine geliyorlar. O nedenle misafirhaneye ne gerek var diyenlerimiz olabilir. Ancak; evlerini, tarlalarını satıp köyünü terk etmiş olanlar var. Bunlardan da doğup büyüdükleri köylerini özleyenler, gidip görmek, anılarını tazelemek isteyenler vardır. Torunlarına geçmişte yaşadıkları yerleri, yaşama şartlarını göstermek isteyenler olabilir. Bu durumda olan yuttaşlarımızın kalabilmeleri için, misafirhane olarak düzenlenmesi ne kadar olumlu bir iş olur. Bahçeleri de ağaçlandırılıp mesire alanları olarak hizmete sunulur. Böylelikle azda olsa köylerimize tekrar bir canlılık gelir.
İnşallah, Belediye Başkanlarımız en yokluk, yoksulluk dönemlerinde yapılan okullarımıza sahip çıkarak ayakta kalmalarını sağlarlar. Sahip çıkacağımız bu binalarda İstiklal Marşı okunmasa; öğrenci andı yankılanmasa bile gönderlerine çektiğimiz bayraklar tekrar dalgalanmaya devam eder.
Bir şekilde;
Okullarımıza sahip çıkalım, anılarımız yok olmasın.
Fevzi GÜLTUNA