Türkiye
ruhumuzdur, İstanbul bedenimiz
Odur
cümle âlemde yaşama nedenimiz
Kadim
mabetleriyle canımızdır İstanbul
Bayrağıma
renk veren kanımızdır İstanbul!
Fatih'in
yadigârı, zamanı aşandır o!
Gömleklere
sığmayan, kabından taşandır o!
Medeniyetimize
giden yolda eşiktir
Mâziden
istikbâle bir köprüdür, beşiktir
Bugünlerde
bir başka heyecan içindedir
Kaybolan
senelerin, idrakin göçündedir
Şişli'nin,
Kadıköy'ün şimdi iki yüzü var
Hem
kelin hem fodulun her tarakta bezi var
Bu
kadim dünya şehri mâzisini arıyor
Düşündükçe
içini bir heyecan sarıyor
Bugününden
dertlidir, yarından umutludur
Karacaahmet
bile ondan daha mutludur
Düştüğü
kör kuyudan kurtulmayı bekliyor
Bir
el uzansın diye ha bire emekliyor
Ağır
kış geçiriyor, yazından uzak şimdi
Maskelere
bürünmüş, yüzünden uzak şimdi
Ey
dünyanın başkenti, ey muhabbet diyarı!
Doğsun
beklenen güneş, gece son bulsun gayrı!
Ey
başkentler başkenti, vefa senin adındır
Silkinerek
doğrulmak yegâne muradındır
Son
bulacaktır elbet yanışın, yanılışın
Gonca
güler boy verdi, hükmü kalmadı kışın
Sözünün
erisin sen, sözüne döneceksin
Ey
Fatih'in gözdesi, özüne döneceksin
Umudun
ateşini güç yetmez söndürmeye
O
gün millet koşacak acını dindirmeye
İstanbul'un
hasreti son bulacaktır elbet
Hakkı
gasp edilenler hak alacaktır elbet
Milletin
aslanına aslan payı düşecek
Birileri
aynada kediye dönüşecek
Yanmaya
hasret kaldı, bu şehrin kandilleri
Kıyama
kalkanların çözülecek dilleri
Zamanın
mahkumları, zamanı aşacaktır
Kabına
hapsedilen, kabından taşacaktır
Fetret
devriydi deyip unutacak dününü
Mâziye
perde çekip gün edecek gününü
Yeni
bir gün doğacak, gülümseyecek surlar
Büyük
tecrübelere dönüşecek kusurlar
Nice
güller açacak Fatih'in mezarında
Sevgi
paylaşılacak kardeşlik pazarında
Yere
sağlam basanlar, geçecekler sıratı
Yitiğini
bulmaktır İstanbul'un muradı
Feraset
timsalidir, bu millet değil koyun
Hak
yerini bulacak, bozulacaktır oyun
Gecenin
üzerine güneş doğmayı bekler
Hiçbir
şey zayi olmaz, boşa değil emekler
Gün
ha doğdu, doğacak; ufuklar sisli değil
Yarınlar
umut dolu, yürekler yaslı değil
Unutanı
unutmak, en büyük özelliğin
Ortaya
çıkacaktır efsunlu güzelliğin
Artık
dinsin gözyaşın, içinden kederi at!
Sen
Aslı, millet Kerem; uzak değildir vuslat
Sana
kavuşmak yakın, fecir vaktidir şimdi
Hakk'a
adanmışların ecir vaktidir şimdi
Yine
yeni, yeniden bir destan yazılacak,
Suyu
görecek millet, teyemmüm bozulacak
Şehrin
ufuklarına güneş doğacak elbet
Aydınlık,
karanlığı o gün boğacak elbet
Bu
şehir pek yakında mâzisine dönecek
Güneş
doğduğu vakit el feneri sönecek
M.
NİHAT MALKOÇ