Card image cap
Hergünü son günün bi̇l

Adam, telaşlı, öfkeli bir halde 

hanımına bağırıp, çağırıyordu. 

Babalarının sesini duyan iki çocuk ise 

yataklarından kalkıp salona gelmişti. 

Babalarının öfkesini görünce, korkmuş, 

sinmiş halde birer koltukta sessizce oturup kalmıştı.


 Adam, çocuklara, 

hanımın üzüntüsüne aldırmadan söylenip duruyordu:

Söyledim değil mi, söyledim. 

Bu gün toplantı olduğunu, 

açık mavi gömleği ütülemeni söyledim. ?

Kahverengi gömlekle gidiversen nolurmuş. 

Bugün sunum yapacağım, 

karamsar bir görüntü mü vereyim, 

dinleyenlerin içi kararsın, 

bu da projeye verecekleri oyu etkilesin ! 

Bunu mu istiyorsun ?

Tamam bey, bitti işte.


Adam açık mavi göleği hışımla aldı;

Bitti, tabi bitti ama ben geç kaldıktan sonra 

bitmiş neye yarar.

Hanımı çocukların korkmuş yüzlerine baktıktan sonra,

yine eşini sakinleştirmeye çabaladı,

Dün bundan da geç çıkmıştın,vakit var,yetişirsin.

Anlamıyor ki, anlamıyor ki. 

Bu gün sunumu ben yapacağım.

Herkesten önce gitmeliyim ki, 

gelecek önemli konuklara ? 

Hoş geldiniz demeliyim.


Adam bir sürü söz daha söylenerek, 

bağırarak çıktı, arabasını çalıştırıp uzaklaştı.

Hanımı, direksiyon başında da 

öfke saçan eşinin halinden endişelendi, ?

Bir kaza yapmasa bari ?

Eşi uzaklaşınca, 

çocuklarının yanına gidip sarıldı, rahatlatmaya çalıştı.

Madem erkenden kalktınız, 

hemen size sultanlara layık 

bir kahvaltı hazırlayıp getireceğim.


Mutfağa geçti, zihnindeki huzursuzluğu dağıtmak için 

hemen neşeli müzikler çalan bir radyoyu açtı. 

Ocağa haşlamak için yumurta koydu, 

cezvede süt ısıtmaya başladı. 

Masaya zeytin, peynir, reçel koymayı da ihmal etmedi.


Biraz sonra çocuklarına seslendi

Kahvaltınız hazııır!

Çocuklar kahvaltıya otururken, 

radyoda müziğin birden kesilmesi dikkatini çekti. 

Son dakika haberi anonsuyla, 

radyonun sesini biraz daha açtı. 

Radyo'da zincirleme bir kaza haberi vardı. 

Ayrıntılarla biraz sonra birlikte olacağız demişti 

spiker ama kazanın yerini söylediği andan itibaren 

o sandalyesine yığılıp kalmıştı. 

Spikerin bahsettiği kaza yeri, 

kocasının her gün işe giderken geçtiği dörtlü kavşaktı.


Eşinin bu kavşakta ki trafikten şikayetçi olduğunu, 

her sabah yoğun bir trafik olduğunu söyleyişi aklına geldi. 

"Geç kaldım diye acele edip acaba o da ?" 

Aklına gelen düşünce içini daha da yaktı, 

hemen ayağa kalktı.


Çocuklar,unutmayın ocağa yaklaşmak yasak. 

Kahvaltınızı yapıp salona geçin, oynayın. 

Benim acil bir yere uğramam gerek, 

kapıyı da kimseye açmayın tamam mı ?

Çocukları uslu, söz dinler olduğu halde, 

çok kısa süreli de olsa 

evde yalnız bırakmak zorunda kalsa 

tekrar tekrar tembihte bulunurdu.


Sokağa çıkmak için üzerine bir şeyler aldı, 

cebine de bir taksi parası aldı. 

Kapıya yöneldiğinde 

kocasının bu kazada ölmüş olabileceği endişesiyle 

kabaran yüreğine daha fazla dayanamayıp, 

ağlamaya başlamıştı. 

Göz yaşlarını çocukları görmesin diye, 

açık olan mutfak kapısına sırtını dönmeye özen gösteriyordu. 

İçindeki acının kocasının ölmüş olma ihtimali kadar, 

giderken kendisini kırması ve 

çocuklarının önünde bağırıp çağırmasından da 

kaynaklandığını anladı. 

Oysa her zaman böyle öfkeli değildi.


Eğer ölürse,çocuklarım babalarını, 

son gördükleri haliyle mi hatırlayacak ? 

Kalp kıran, öfkeli bir baba olarak mı kalacak akıllarında ?

Kapıdan çıkarken, çocuklarına bir kez daha seslenecekti ama 

artık akan gözyaşları saklanamayacak haldeydi. 

Hemen kapıyı açıp dışarı çıkmak için hamle yaptı 

karşısında kapıya doğru adım atmakta olan kocası vardı.


Adam, bir an karısının ıslak yanaklarına baktı

"Haberleri mi dinledin ?" diye sordu. 

Hanımı, konuşamadan sadece başıyla onayladı. 

Adam,önce sarıldı,sonra eşinin yanaklarını sildi.

Hanımı zorlukla sordu


Hani önemli bir toplantına geç kalmıştın, niye döndün ?

Kaza benim hemen yakınımda oldu. 

O anda toplantıdan daha önemli

bir şeyi unuttuğumu hatırladım. 

Eğer o kazada ölseydim?

O anda çocuklar da yanlarına gelmiş, 

babalarının yine öfkeli olabileceğini düşünerek, 

annelerinin yanında durmuştu. 

Adam, bütün içten, samimi gülümsemesiyle 

çocuklarını yanına çağırdı, 

boyunlarına sarıldı,yanaklarından öptü.


Ben bu gün büyük bir hata yaptım ve 

evden çıkarken,

sizleri ne kadar sevdiğimi söylemeyi unuttum. 

Böyle önemli bir şey unutulur mu hiç. 

Ne yapalım, bende geri döndüm.

Her günü son günün bil