Card image cap
Hayat & zaman

Dünya üzerinde hayat ve zaman 

en önemli, değerli ve düşündürücü iki unsur. 

Elle tutmadığımız, gözle görmediğimiz ve 

tatmadığımız irademizin dışında cereyan eden İlahi bir lütuf.

Üzerinde yaşadığımız dünya kendi ekseni etrafında 

bir tur attığında gece ve gündüzü içine alan 

bir günün meydana geldiğini biliyoruz. 

Saatin dilimlerine, takvim yapraklarına zamanı ölçen aletler, 

noktalar, rakamlar, işaretler koyar hesaplar yaparız. 

Bu alemde hissederiz, anlarız, yaşarız ama tarif edemeyiz.  

Sadece geçtiğini bildiğimiz zamanın fark telakkileri 

ve hükümleri vardır. 

Bazen bir sene, bir saniyedir, 

bazen de bir saniye bir sene kadardır. 

Bir gece, bin ay hükmünde olduğunu 

Kur’ân-ı Kerim haber veriyor.  


Hayat, Rabbimizin hiçten, yoktan 

Hay isminin tecellisiyle yarattığı, 

varlığının sebebi İlahi kudrettir. 

Kâinatın seçilmiş, neticesi, meyvesi hayattır. 

Küçük bir hayatı kim yaratmışsa, kâinatı da o yaratmıştır. 

Her şey, hayatın emrine verilmiş ve hayata için çalışıyor. 

Hayat Rabbimizin en güzel eseri ve sanatıdır. 

Hayat sahiplerinin en mükemmeli ve şereflisi insandır. 

Çünkü ruh ve şuur sahibidir. 

Zaman ile hayat iç içe birbirini tamamlar. 

Hayat olmayınca zamanın hükmü bilinmez. 

Zaman olmadan hayat, devam etmez. 

Bir nefeslik yaşamak kadar da olsa zaman gerekir. 

Cenab-ı Hakka intisapla o kısa an hayat, 

uzun zamanlara, nurlara, var olmalara bedeldir.  


Hayata ve insana musahhar olan kâinata ve dünyaya bakalım. 

Olanca büyük kütlesiyle, heybetiyle, 

ağırlığıyla ve üzerinde taşıdığı bütün varlıklarla 

saatte 108. 000 Km hızla yol alan dünyamızın her hali, 

hikmetlerle, ibretlerle ve tevhit delilleriyle doludur. 


 “Arz, toprağıyla beraber bu küre-i arzı kuşatan 

muhit denizlerini muallakta durdurmak ve 

dökmeden ve dağıtmadan güneşin etrafında gezdirmek 

ve toprağı istila ettirmemek ve basit kumdan ve suyundan, 

mütenevvi ve muntazam hayvanatını ve cevherlerini halk etmek

ve erzak ve sair umurlarını külli ve 

tam bir surette idare etmek ve tedbirlerini görmek 

ve yüzünde bulunmak lazım gelen hadsiz cenazelerinden 

hiç birini bulundurmamak…” 

Münacattaki bu bölümde nazara verilen tevhit delillerini 

tefekkür ederken 

Ben sonsuzluğu düşünüyorum/

Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum.” 

Dizeleri zamanın ve hayatın ötesinde 

ulvi duygularla Rabbimizin kudretini nazara veriyor…


Ayette: “Göklerin ve yerin yaradılışında, 

gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde 

aklı selim sahipleri için gerçekten açık deliller vardır.” 

(Al-i İmran 190) buyurulmaktadır. 

Otuzuncu Lem’a da “...

bütün kâinatı, mevcudatıyla, faaliyeti daimesi içinde 

öyle hayretengiz mizanlarla, ölçülerle, tartılarla idare eder ki, 

ecramı-ı semaviyeden biri, bir saniyede muvazenesini kaybetse, 

yani İsm-i Adl’in cilvesi altından çıksa, 

yıldızlar içinde bir hercümerce, 

bir kıyamet kopmasına sebebiyet verecek.” İzah edilmiştir.


Devamında bütün mevcudattaki nizam ve intizama 

Samanyolu galaksisinden ta... 

kan içindeki al ve ak yuvarların hareketlerindeki hassas mizan 

ve ölçülerle ile Ayetteki: “

Ol ! Der: Oluverir.” 

(Yasin suresi:82) Allah’ın her emrine bütün mahlukatın 

itaat ettikleri misallerle anlatılmıştır.


 Fani zail geçici ve bir an-ı seyyale kadar kısa olan hayatımızı 

ve mahdut zamanımızı bu dünyada, 

ebedi hayatı ve sonsuz yaşamayı kazanmak için 

hakiki ömrümüzü bulunduğumuz gün bilmeliyiz. 

“Hem bil ki, her yeni gün, sana, 

hem herkese bir yeni âlemin kapısıdır.” 

Bütün kalbimizle, aklımızla, duygularımızla, 

amelimizle kendi âlemimizin kapısının her açıldığında namazla, 

ibadetle, zikirli, tesbihle, dua ve niyazlarla süsleyip güzelleştirmeliyiz. 

Hayat ve zaman nimetini 

Allah’ın (cc) rızasına uygun ubudiyetle iyi değerlendirmeliyiz.