Kıyametin Büyük Alâmetleri – 1

     Değerli okuyucular. Her yeni doğan bebeğin (canlının kulun ve hatta cansız maddelerin) her ne kadar yaşarsa yaşasın, yine de önceden belirlenmiş bir ömrü olduğundan; yaratılmış her insan, hayvanın, bitki, madde, tarih sahnesine çıkmış dinlerin, devletlerin, milletlerin hatta dünya’nın, Samanyolu galaksisinin ve bütün Kâinat’ın da yaşam süreleri farklı olsa da bir sonları vardır. Çünkü,        yaratılmış her şey mahlûktur ve her mahlûkta; “OL.. EMRİYLE (Bakara suresi- 117) olduğu gibi , "ÖL.. EMRİ.." (ile de öleceklerini” sonuçta ise bize Allah (C.C.) “ŞÜPHESİZ BİZ HER ŞEYİ (sınırları ve kanunları belli) BİR ÖLÇÜYE GÖRE YARATTIK.” diyerek (Kur’an-ı Kerim’in Kamer suresi 49. ayeti.) açıkça bildirmektedir. Biz biraz daha geniş bir anlamda düşünürsek, bu “ÖLÇÜ” kelimesinden; “ ölçü, nispet, takdir, plan, ilâhi kader, dakiklik, şaşmazlık, denge ve düzen..” anlamlarını da çıkarabiliriz.
Bu ayetin ışığı ile üzerinde yaşadığımız yerküreye baktığımızda ve bu ayeti uyguladığımızda, mademki Dünya’da yaratılmış, yani bir başı-başlangıcı vardır, o zaman yerküre de mahlûktur; o halde her mâhluk gibi bir ömrü/kaderi ve sonu/parçalanması da olacaktır. İşte biz Kur’an-i ifade ile bu sona/ölüme “KIYAMET” diyoruz.
    Ancak bu sondan; önce nasıl ki, kayalar toprak olur, kullandığımız eşyalar eskir, meyveler çürür, vücudumuz hastalanır..  ve, bize bir sonu (kendi kıyametlerinin) birer sinyal vererek bildirirler ise; yine ayni şekilde ve ayni kanuna tabi olarak  Dünya’nın da Kıyameti kopmadan bize verdiği bazı sinyaller vardır. Bu sinyallerin bir kısmı, İslam’a göre, bir kısım ayet ve hadisler ile bir kısmı, evliyaların kerameti ve temiz vicdanlı ve imanlı kullarının ilâhi esintileri ile ve bir kısmını da gayri Müslimlerin yaşadıkları kendi dünyalarında yaptıkları kêhanetler (ki, genellikle cinni ve şeytani kaynakı ve çoğu da yalan ve aldatma temelli olduğundan dolayı İslâm’a göre kêhanet haram ve yasaktır) ile önceden bilinir.
     Bizler bu sinyallerin bir kısmını ise zaten günümüzün gelişmiş bilimi ve teknoloji ile gördüklerimiz ve duyduklarımız ile ve de yaşadıklarımız ile zaten biliyor veya bir kısmını da böylece  tahmin edebiliyoruz.
   İşte bu yazı dizisi ile “GÖLGESİ ÜSTÜMÜZE DÜŞMÜŞ VE BAŞLAMAK ÜZERE OLAN DÜNYA’NIN KIYAMET’İNİN BAZI BÜYÜK ALAMETLERİNİ” inşallah yukarıdaki sıralamaya göre sıra ile yazmaya çalışacağız.

1) “FELÂKET ASRI VE YAKLAŞMAKTA OLAN DUMAN ALAMETİ”

Çok yakında yaşanacak Kıyamet’in büyük alâmetlerinden

DUMAN ALÂMETİ VE BELGELERİ

     Evvela belirtelim ki, yazımızı İslâm’i referanslara göre yazdığımızdan dolayı, elbette ki gayri Müslimler bu yazıları belki reddedecek ve karşı çıkacaklardır. Biz sadece inanan ve iman eden Müslümanlar için bildiklerimizi belgeleri ve kaynakları ile yazıp yer yer de (not düşerek) kendi yorumlarımızı aktaracağız. Herkesin nasibi, maddiyatta ve maneviyatta farklı olduğu gibi ilimde ve bilgideki nasip de farklıdır. Herkes, duyduğu ve okuduğu yazılardan kendi bilgisi ve ilmi, nasibi ve bilimsel alt yapısı kadarını alır, kalanına “garip!” kalır.          

   Konumuza önce ALLAH (c.c.)ın bir ayet-i kerimesi ile başlayalım. DUMAN; dumanı çıkmak veya tütmek manasında kullanılır. Kur’an-ı Kerim’de birisi sureninde ismi olmak üzere tam iki ayette geçer. Hatta orjinalliği bozulmuş da olsa Kitab-ı Mukaddes’in bile iki ayetinde de DUMAN ile ilgili bilgi vardır.

Önce Kur’an-ı kerime bakalım. Mealen buyruluyor ki:
1) “ Allah, "(…) sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yere: ’isteyerek veya istemeyerek gelin’ dedi. Onlar: ’İsteyerek geldik’ dediler.” (Fussilet suresi 11. ayet)
2) “Gökten bir duman çıkacağı günü gözetle. Bu elem verici bir azaptır.!..” (Duhân 44 ayet 10 ) Not: Duhân= duman anlamına gelir.
Ana kaynak Kur’an-ı Kerim’den sonra, şimdide onu en güzel şekilde bize açıklayan hadis-i şeriflere bir göz atalım.
Sıra ile 3 adet hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
1) “Kıyâmetin vukuundan (başlamasından) önce dünyayı bir duman bulutu kaplayarak, kırk gün ve kırk gece kalacak, mü`minler nezleye tutulmuş gibi, kâfirler ise sarhoş gibi olacaklardır.” (Müslim, Fiten, 39)
2) “Dumanın tesiri mü’mine nezle gibi gelir, kâfire ise çok şiddetlidir.” (Ebu Davud)
3) “… Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek, bunu diğer (Kıyamet alâmet) leri takip edecek." (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)

    Şimdi yorumumuza 1 numaralı ayet ile başlayalım. Bu ayet (Fussilet 41-11) tamamen göklerin ve yerkürenin yaratılışını ve bu yaratılışın şeklini bize bildirmektedir ki, bu ayet bizim açıklamak istediğimiz esas konu olan “Duman” afetinin/alâmetinin dışındadır ve belki Kıyamet günü tekrar bir defa daha tezahhür edecektir.
2 numaralı ayet ise bize, “Gökten bir duman çıkacağı günü gözetle. Bu elem verici bir azaptır.!..” diye bize iki konudaki net bilgiyi hem de tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ve bir emir şeklinde vermektedir vermektedir.
1) Bu elim olayın önce zamanını belirsiz, olsa da, bu olayın mutlaka gerçekleşeceğini, ve bunu gözetlememizi (yani haber verildiği için araştırmamızı ve bu elim olaya hazırlanmamızı) emrediyor.
2) Bu Duman olayının yaşanacağı zamanını da bizlere iki şekilde vermektedir.
A) Bu elim olayın zamanı bu ayetin indikten sonraki zaman ile Kıyamet arasında bulunan ve net tarihi tarihi belirsiz bir zamanda gerçekleşeceğini bildirmektedir.
B) Bu elim olayın zamanını bildiren ikinci tarih ise, ayetin kendi numarası olup aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
3) Kıyametten önce kesinlikle yaşanacak olan bu, “DUMAN” olayının, insanlar için ELEM VERİCİ (ileri derecede ızdırap verici, rahatsız/hasta edici bir) AZAP olacağından dolayı da, aklı olanlara uyarıp becerebildiği kadarı ile bu vahim ve azap verici Duman olayına hazırlanmalarını, en azından psikolojik yönden inanan Müslümanları böyle bir güne hazırlamaları için gaybi bir bilgiyi vermektedir.
Not: Yukarıda hem Kur’an-ı Kerim’de ve hem de Kitab-ı Mukaddes’de bu duman olayının işaret ettikleri olaylar farklı da olsa, yazılmaları ayrı şekilde iki defa geçmesi; bana sanki bu Duman olayı’nın yeryüzünde biri Kıyamet/son saatte, bir diğerinin ise bu son saatten çok önce bu son saate doğru giden diğer alametler silsilesi ile beraber, iki defa gerçekleşeceğine dair de bir işaret vermektedir. Bu konuyu hadis-i şerifler açıklarken daha da açacağım.

Duhân yani Duman ile ilgili hadis-i şerifler açıklamaya gelince: PARANTEZ İÇLERİ BENİM İLAVEMDİR. Birinci hadis-i
şerif bize;
    1) Kıyamet büyük alâmeti serisinden olarak yaşanacak olan bu, “Duman’ın tesiri mü’mine (kâfire göre daha hafif geçireceğinden dolayı adeta bir) nezle gibi gelir, kâfire ise (müminin geçireceği nezle hafifliğinden) çok (daha fazla azap verecek bir şekilde) şiddetlidir.”
     2) “Kıyâmetin vukuundan önce dünyayı bir duman bulutu kaplayarak, kırk gün ve kırk gece kalacak, mü`minler nezleye tutulmuş gibi, kâfirler ise sarhoş gibi olacaklardır.” (Hadis-i şerif yukarıda açıklandığından dolayı yoruma gerek olmayacak kadar açık. Bu hadis-i şerifin ilk hadis-i şeriften farkı ise şudur. Bu Duman olayının süresini de vermektedir ki, bu süre de aşağı yukarı ortalama olarak 40 gün olarak sınırlandırılmıştır.)
     3) Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek… (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26) Bu hadis-i şerifte yine aynen yukarıdaki iki hadis-i şerifin açıkladığı ayni Duman olayını bize bildirmektedir. Diğer iki hadis-i şeriften farkı ise, diğer iki hasis-i şerifte olmayan ilave dört yeni bilgiyi bize vermektedir. Bu dört yeni bilgi ise sırası ile şudur.
         A) Birincisi; bu duman, saf temiz bir duman olmayıp içinde, “TOZLARI DA TAŞIMAKTA OLUŞUDUR.
         B) İkinci yeni bilgi ise, yaşanacak olan bu Duman’ın (Güneşin ışığını kesecek kadar güçlü ve çok kesif bir duman
             olarak) BİR KARANLIK OLUŞTURACAĞIDIR.”
        C) Üçüncü bilgi ise, bu Duman karanlığı zaman olarak dünyada (ortalama) 40 gün) süreceğidir.
        Ç) Yaşanacak bu Duman sırasında, ayni zamanda bir de içinde fitne “FİTNE= İTİLAF-KARGAŞA-İSYAN-AZGINLIK..” benzeri olaylar yaşanacağıdır. İşte bizi en çok ilgilendiren kısım da, “bu Duman olayı ile bu Duman olayında Duman’ın yanı sıra bir de maruz kalacağımız TOZ’a ilave olarak 40 günlük bir karanlık yanında, ayrıca bir de can ve mal güvenliğimizi tehdit eden fitne/ tehlike/anarşi.. yaşayacağımız..”

     Peki İSLÂM dininin, ayetler ve hadis-i şerifler ile bize bildirdiği bu büyük fitne DUMAN olayı, kâfirlerin dinimize dolayısı ile de ayet ve hadislere inanmadıkları için, onların bakış açısı ile (HAŞA) gerçek mi? Kâfirler sadece bilime inandıklarından dolayı Günümüzün bilimi de bu duman olayını doğrulayıp destekliyor mu? Ayrıca ayet ve bilim, bu meş’ûm olayın zamanını (tarihi) ve yerini bize bildirmekte midir?..

     Yukarıdaki bu iki soruyu günümüzün bilimi ve bu bilimin “bilimsel verileri” ile ve sıra ile inceleyelim.

         A. B. D. DE BULUNAN YELLOWSTONE ULUSAL PARKI VE GİZEMİ:
       (Özetle) Dünya’nın ve Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük ve en güzel gezi ve tabiat harikası olan yerlerinden biri ve en önemli sit alanı olan, “Yellowstone Ulusal Parkı” her yıl yaklaşık olarak 4-5 milyon yerli ve yabancı ziyaretçi turist ağırlandığı eşsiz bir doğa harikasıdır. Ancak bu destansı güzelliğinin altında Dünya’yı etkileyecek çapta korkunç ve tehlikeli bir /gizemi sırrı da bünyesinde saklamaktadır. Bu sır şudur: A. B. D.’nin üçte ikisini kapsayan Dünyanın en büyük süper mağması ve bu mağma üzerinde ise bir çok fay hattı ve yanardağı vardır. Bunların bilinen en büyüğü 600 bin 600 yıldır uyku halindedir. Aslında daha önce olduğu gibi istatistiki olarak 600 bin yılda bir patlaması gerekirken, bu mağma tabakası üzerinden 600 yıl fazladan zaman geçtiği halde, halen patlamamış ve patlamak üzere homurdanmaktadır. Şöyle ki; Bu parktan yalnızca 16 km uzaklıkta yer alan Grand Teton Ulusal Parkı’nda, 30 metrelik dev bir çatlak oluştuğu yakın tarihte gözlemlenmiştir.
      Deprem ve jeoloji uzmanlarına göre Yellowstone Yanardağı’nın ve altında bulunan mağma tabakasının tamamı patlaması durumunda, ABD’nin yaklaşık üçte ikisin, hatta belki de tamamı yaşanamaz hale gelebilir. Dünya, dinazorları yok eden bir afet gibi yeni bir afet ile baş başa kalabilir. Bu korkunç patlamanın 600 yıldır gecikmesi sebebiyle gerçeğe dönüşmesi ise an meselesidir.
      Bu elim olay, Yellowstone Ulusal Parkı’na altındaki mağma tabakasının patlaması durumunda zararı yalnız A.B.D.ini  sınırları ile kalsa iyi. Olası süper bir patlama durumunda zararı yalnız A.B.D.de değil, bütün Dünya çekecektir. Çünkü Dünya’mızın atmosferi Dünya’nın dönüş hızı dolayısı ile, dinazorlar çağından beri yaşamadığı büyük çapta bir “TOZ VE KÜL BULUTLARI” ile çevrelenecek ve sonuçta da Güneş’ten gelen ışıklar belli bir süre (hadis-i şerife göre 40 gün) yeryüzüne ulaşamaz olacak. Güneş ışığının geçici süre yok olması ile de bu sürenin uzunluğuna bağlı olarak yaşayan bir çok canlı türünün da, yaşamı da son bulması demek olacaktır...
     Bu bölge ile ilgili yaşanan bazı olaylara sadece bir misal: Hidden Falls ve Inspiration Point bölgelerinde bir haraketlilik yaşandığını, 30 metrelik çatlaklar ortaya çıkması sebebiyle beraber parkın 10 Temmuz itibariyle parkın bazı bölgeleri süresiz ziyarete kapatıldığı, jeologların bölgede çalışma yaptığı, park yönetimi tarafından yapılan açıklamada, belirtildi. Çatlağın nasıl oluştuğuna dair henüz bir bilgi olmasa da uzmanlar, parkta meydana gelen normal sismik hareketlerin sonucu olduğunu düşünüyor.
A.B.D. bu tehlikeyi ve bu tehlikenin yapacağı tahribatı bilmekte ve bir de bu olayın bir çok  filmini çevirmiş bulunmaktadır.
     Yukarıdaki ayetlerin ve hadis-i şeriflerin bütün ayrıntılarını doğrulayan bu bilimsel veriler, hem ayet ve hadisler ile önceden haber verdiği için hem de günümüzün bilimsel verileri bu olayın yakında meydana geleceği böylece ispatlanmış olmaktadır..
Not: Dünya üzerinde Yellowstone Ulusal Parkının altındaki mağma kadar dehşetli olmasa da, bu mağmadan biraz küçük ve yine de patlarsa yeryüzünde büyük felaketlere sebep olacak kadar karada ve denizde bir çok büyük yanardağ mevcut olup, bunlardan sadece birisinin patlaması durumunda bile, yine ayetlerin ve hadis-i şeriflerin bize haber verdiği DUMAN olayının daha küçüklerini de  yaşayabiliriz.
     Duman olayı ile ilgili yukarıdaki dini ve ilmi deliller yeterli mi? Ayetlerin, Yellowstone Ulusal Parkı’na altındaki mağma tabakasının patlaması ile ilgili olduğunu nasıl anlarız?
     Yukarıdaki bütün dini ve bilimsel verilere rağmen, Yellowstone Ulusal Parkı’na altındaki mağma tabakasının patlaması ile ilgili gaybi olan bu bilgiye ışık tutan ayette başka ne gibi açıklamalar var? Bu çok önemli ve ayni zamanda gaybi olan bir bilgiyi bu ayetlerden çıkarmak için öncelikle bir ayeti hatırlayalım.. “Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; onları O’ndan başkası bilmez.. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O, yerin karanlıklarındaki tek bir taneyi bile bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.” (En’âm-suresi ayet 59)
Bu ayet açılımı bize;
     1) Gayb ile ilgili bütün anahtarların/bilgilerin  Allah’ın yanında olduğunu, 
     2) Genel anlamda Gaybi, Allah’dan başka kimsenin bilemeyeceğini,
     3) Allah’ın karada ve denizde ne varsa hepsini bildiğini,
     4) Allah’ın bilgisi dışında bir yaprağın bile dalından kopup düşmeyeceğini,
     5) Allah, yerin karanlıklarındaki tek bir taneyi bile bildiğini, (ve en mühimi de)
     6) “Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.” diyerek bu Duman olayının anahtarının da Kur’an-ı kerim’de olduğunu, arayıp bulmamızı bize bildirmektedir.
       Yukarıdaki ayetteki açıklamalar çerçevesinde ve Allah’ın bize bildirdiği bilgiler ışığında, yukarıda ilmi ve dini açıdan ispatladığımız, patlayacak olan Yellowstone Ulusal Parkı’na altındaki mağma tabakasının yerini (bölgesini) de bize başka bilgileri le bildiriyor mu?
Dünya haritasının enlem ve boylam noktalarını incelediğimizde A.B.D.nin DÜNYADA KABACA 30 İLE 45 enlemleri arasında yer aldığını görürüz. Yukarıda zikrettiğimiz ayetlerden FUSSİLET suresi Kur’an-ı Kerimde diziliş numarası (41 ) ve DUHAN suresinin diziliş sırası ise numarası da 44 dür. Böylece bu iki ayet tam da Yellowstone Ulusal Parkı’na altındaki mağma tabakasından geçen enlemleri ve bu enlemlerin arasında kalan bölgeyi bize bildirmektedir.
      Ayrıca bir başka tehlike de dünyadaki her manyetik kutup değişikliklerinde normal yaşamı etkileyecek olaylar yanında bir çok deprem ve volkan patlamaları olduğu bilimsel olarak defalarca yaşanmıştır. Şu yaşadığımız yıllarda da MANYETİK KUTUPLARDA HIZLI BİR DEĞİŞİKLİK GÖZLENMEKTEDİR Kİ, bu değişikliğin sonu Kıyametin bir başka büyük alametinii bize bildirmektedir. (Bilimsel olarak da ispatlanmış olan, "GÜNEŞİN BATIDAN DOĞUŞU."  Bu olay da bazan küçük çaplı, bazan da büyük çaplı olarak büyük Duman hadisesini ayrıca tetikleyecek bir etken olarak önümüze çıkmaktadır.
     Çok zor ve güç bir soru olsa da, biraz da bu büyük Kıyamet Alameti olan Duman hadisesinin yerini tesbit ettikten sonra bu meşum olay “ne vakit olacaktır?”sorusuna cevap arayalım.
      1) Ayetlerde Kıyamet’in ismi, "SON SAAT"  olarak da olsa geçmektedir. Daha büyük Kıyamet alametleri yaşamadığından dolayı da bir bilgimiz bulunmamaktadır. Ancak daha açıklamalı hadis-i şeriflerde inceleyip genel bir kanaate vardıktan sonra yeniden yukarıdaki iki ayetin bir tarih verip vermediğini inceleyelim.
       2) Hadis-i şeriflerde Dum  Mücazevet; Berzenci, Kıyamet Alametleri,an fitnesinini zamanını aramaya başladığımızda şunları görürüz.

            A) "Bu ümmetin ömrü bin (1000) seneyi geçecek, fakat bin beş yüz (1500) seneyi aşmayacaktır."( Suyuti, El-Keşfu Fi

Pamuk Yayınları, s. 299. Not: Bu hadis-i şerif de bir genelleme vardır ve 1500 yıl kesin tarih değil, ihtimalin en alt çizgisini belirler. Çünkü bu hadisi zikretmesi sırasındaki zamandan mı, yoksa Hicri tarihin başından mı başlamak gerektiği, konusunu belirsizdir ve cümle de aşağıdaki diğer hadis-i şerif de olduğu gibi “PEK GEÇMEYECEK” diyerek genelleme yapmaktadır. Yani hicri 1500 yıl genellik ifade eden bir sayı olup Kıyamet biraz daha bu sayıdan geç kopacaktır. Bu zaman dilimini bitirmeden şu konuya da dikkatlerinizi çekmek isterim. Kıyametten önce Dünya’nın manyetik kutupları yer değiştireceğinden dünyanın dönüşü yavaşlayacak, önce duracak sonra yavaş ve daha sonra hızlanarak yeniden bir gün 24 saat olacağından dolayı yine hadis-i şeriflerde geçen bu olayını da hesaba katmak gerek.
          B) Bir başka hadis-i şerifte ise Rasulullah (s.av.): "Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi PEK GEÇMEYECEK.” diyerek bir genelleme yapıyor. Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi,2 / 248; Tefsiri Ruhul Beyan, Bursevi,(Arapça) 4 / 262; Ahmed bin Hanbel, İlel, s. 89.
         C) Evliyaların nakillerinde: Bediüzzaman Hz.leri ise bize bu konuda şu bilgileri vermektedir. “Zaten bin bir zorluk altında yaşayan Müslümanlara (hicri tarihe göre) 1542’de çok dehşetli bir fitnenin bu mübarek taifeye büyük bir sıkıntı vermesi muhtemeldir. Zaten 1542’den üç yıl sonra 1545’de kafirlerin başında kıyamet bomba gibi patlayacaktır. Üstad’ın şu ifadeleri de buna işaret ediyor: "Diğer bir tevili şudur ki: Kıyamet kopmasının dehşetini görmemek için, mü’minlerin ruhları bir parça evvel kabzedilir. Kıyamet kâfirlerin başlarında patlar." Şualar, Beşinci Şua, İkinci Makam.
Yukarıdaki iki hasis-i şerifi ve Bediüzzaman Hz.lerinin verdiği bilgiler ile bir genelleme yaparsak, (Dünyanın dönüş hızındaki yavaşlama- durma ve yeniden hızlanma dolayısı ile zamandaki değişikliklerin alâmetini de hesaba katarak bir yorum yaparsak; şu sonuca varırız. Kıyamet Hicri takvime göre 1500 yıldan önce değil, 2000 yılına da kalmayacak gibi görünüyor. (Allahu alem)
      Şimdi bu yazı Hicri 1441 yılında Recep ayınını 8’inde yazıldığını göz önüne alarak Duman hadisesinin tarihini yukarıdaki yazdığımız iki ayette arayalım.
 1) Yukarıda yazdığımız Duman ile ilgili ayetleri Hicri takvime uyguladığımızda;
A) Fussilet suresi, 41 sure ve 11. ayetti. Hicri takvime uyguladığımızda, 1441 hicri yılı geçtiğine ve ümmetin ömrü de 1500 sene civarında olduğunu düşünürsek, karşımıza içinde bulunduğumuz bu yıl, yani Hicri 1441 yılı çıkar. Ayet sayısı 11 ise, birinci ayın 11’ri geçti bir şey olmadığına göre 11 ayı olan Zilkade ayı çıkar ki miladi takvime göre bu tarih 22 Haziran ile 21 Temmuz arasıdır. (Allahu alem)
B) Duhan 44 suresi 10. ayeti esas alırsak ve bunu hicri takvime uygularsak 2023 yılını beklememiz gerekecek.
ÇOK ÖNEMLİ NOT: 1) Burada yazdığımız bütün yorumlara rağmen, yine de her şeyin en doğrusunu yalnızca Allah (C.C.) bilir. Allahualem. Bu yazıda bizim yaptığımız sadece mevcut veriler (bilgiler) ışığından bir zihin ekzersizi, bir tahmin ve kendi bilgi altyapımız oranında bir yorumdan ibarettir. Ancak şu bir gerçek ki, HİÇ OLMAZSA bu benzeri yazıları okuyup öğrenerek, en azından psikolojik yönden BÜYÜK KIYAMET ALAMETLERİNE hazırlanma vaktidir.
ÇOK ÖNEMLİ NOT: 2) İslam dininde kêhanet yasak olduğundan ben de bu yazı içinde konu ile ilgili kehanetlere yer vermedim.
ÇOK ÖNEMLİ NOT: 3) Ben sadece A.B.D. de bulunan Yellowstone Ulusal Parkı’nı inceledim. Kara da ve denizde Yellowstone Ulusal Parkı kadar büyük olmasa da, yine de daha başka çok büyük çaplı yanardağlar ve yer altından çıkmayı bekleyen mağma tabakaları var. Merak edenler genel bilgi olarak şu linkteki videoyu izleyebilirler. (youtube.com/watch?v=BHzlcs0xBMs)

      Güneşin duman bulutları ile kaplanması sonucunda yukarıda hadis-i şerif de yazdığımız; “FİTNE= İTİLAF-KARGAŞA-İSYAN-AZGINLIK..” dışında, başka neler yaşayacağımızı da, ASTROLOG Öner Döşer’den iki kısa özet ile okuyalım.:
1) Vücudumuz Güneş’ten gelen ışınlardan (aktivitelerden) yetirince faydalanmadığı zamanlarda vücudumuzun bağışıklık sistemi zayıflamakta, uyuyan zararlı mikroplar uyanıp harekete geçerek vücudumuzdaki hakimiyetini artırıp salgın hastalıklara sebebiyet verir
2) Manyetik alanların zayıflaması ve sonuçları: Güneşten gelen rüzgarların (kozmik ışınların) dünyanın duman bulutları ile kaplanması sonucu, etki-tepki kanun gereği Dünya’nın manyetik alanı yeterince etkileyemeyeceğinden dolayı Dünya’nın manyetik alanının gücünü zayıflatır. Sonuçta; Güneşin manyetik alanını Dünya’yı, etkilediği gibi, dünyanın bozulan manyetik alanı da insanların bedenlerinin manyetik alanını etkiler. Bu manyetik alnının etkilenip zayıflaması sonucu da, yine virüslerin insan bedenlerdeki hakimiyetini artırıp bağışıklık sisteminin azalması veya tamamen çökmesi ile beraber çok çeşitli salgın hastalıklara sebebiyet verir. Mesela 2015 de Meksika yaşanan zika virüsü gibi daha önce bölgesel olarak yaşanmış ve bilimsel olarak ölçülebilen manyetik alan zayıflamalarında zaten böyle olayların bir çok bölgede yaşandığı da bilinen bilimselliği kanıtlanmış bir gerçektir..
SELAM VE DUA İLE. Mürsel Münevveroğlu
26-02-2020
Bozyaka/İZMİR