Eşekler

Bir kaç yazımda EŞEK'lerin inadından bahsettim.

Bundan dolayı da onları oldukçe yerdim.

Aslında EŞEK'lerin inatçı olmalarının bir sebebi vardır,

fakat bizler bunu anlamak istemeyiz,çoğumuz da

bilmez zaten.

Aslın da İnatçı Değil Mantık Sahibidir.. 

Bugünde EŞEK'leri tanımak babında irdeliyoruz..

Öyle ise buyrun okumaya..

Yük Taşıyan Eşek Eğer yürümek istemiyorsa 

istediğiniz kadar sopa atsanız adım attıramazsınız.

Ama eğer yürümeye karar vermişse 

üzerindeki yükten dolayı zorlansa da, 

bayır çıkarken gaz çıkartsa da gideceği yere kadar gider.

At asil hayvandır derler ama eşeklere göre daha itaatkârdır. 

Eşeğin asaleti belki de daha çoktur ama 

boyu posu olmadığından kimsenin umurunda değildir. 

O güzel gözlerindeki derin bakışı ve 

güzelliği belki bir ceylanda bile bulmanız mümkün değildir.

Eşek arkadaştır. 

Oyun oynamayı ve yeni şeyler öğrenmeyi sever.

Zekidir. Neşe kaynağıdır. Sadıktır. 

Dövseniz de sizi terk etmez. 

Ama yapmayacağından da ne yapsanız geri durur.

Eşekler her ne kadar sahiplerini sevse de 

kendisine ve sahibine zarar vereceğini hissettiği 

herhangi bir şeyi yapmaz. 

Tabii ki önce kendini düşünür. 

Yapamayacağı işin altına girmez. 

En meyilli arazilerde, 

uçurum kenarlarında yürüyebileceği gibi 

eğer önünde uzanan yolun zemini hoşuna gitmiyorsa 

öylece durup sizi çileden çıkarabilir. “

Eşek dikeni sevmez” diye boşuna söylememişler. 

Niye basıp üzerine tırnağını kanatsın ki !

Eşek deyip geçmemek lazım. 

Biz insan olarak 

mecazen ne dikenli yollarda yürümeye çalışıyoruz. 

Eşek kadar kendimizi koruyamıyoruz. 

Eşek yüzme bilmez. 

Biz ise ne derin sularda dolanıyoruz ! 

Temiz ve berrak olmayan suyu bile içmeyen eşekler 

ne bulsa arsızca mideye döken 

biz insanlara örnek olası hayvanlardır.

Bazı şeyleri iyi bilmek insanları lider yaparken 

Eşeğin yüzmeyi bilmemesi ve 

mantıklı hareket etmesi onu lider yapmıştır. 

Koskoca develeri ve diğer yüzme bilen 

büyükbaş hayvanlara yol gösteren, önde giden, 

hata yapmalarını önleyen işte o küçümsediğimiz Eşektir. 

Bize göre inatçı ama 

kendisine göre mantıklı olduğu için 

dibini görmediği suya girmeyen eşek 

nice kervanları nice develeri ve 

nice insanları nehrin en sığ yerinden geçirerek 

can ve mal kaybına uğramalarına engel olmuştur. 

Kocaman develer ve insanlar sıraya dizilip 

bir eşeğin peşinden o nereye giderse 

gitmek zorunda kalmışlardır. 

Eşek koyun gibi mantıksız da değildir. 

Ders alınası bir durumu vardır. 

Takip edilesi ve güvenilesi bir yapısı vardır.

Onbiray yada bir yıl gebelik süresi yaşayan Eşek 

genellikle tek,seyrek olarak ikiz doğurur. 

Yavrusuna sıpa denir. 

Bir dişi atla (kısrakla) eşleştirilirse katır, 

bir erkek atla (aygırla) eşleştirilirse 

bardo denilen kısır hayvanlar türer. 

Bu melez hayvanlar da yük taşımakta kullanılsa da 

asla bir eşek kadar mantıklı olamazlar. 

Adına merkep de denilen eşekler 

kültürel tarihimizde de önemli yer tutan hayvanlardır. 

Gerek Keloğlan hikâyelerinde, 

gerekse Nasreddin Hoca kıssalarında onurlandırılmış 

sadık arkadaşlar olarak karşımıza çıkarlar. 

Gözleri derin ve güzeldir. 

Güzel gözleri olan insanlar için 

“eşek gözlüm” diye bir tabir bile vardır. 

Az yem ile yetinip, çok iş yaparlar. 

Çok ile yetinmeyip az iş yapanlara nazire yaparcasına…