Card image cap
Emek

Bin yıldan beri İslam kültürü ile yoğrulmuş olan 

Anadolu’muzun kültüründe, insanların yerde gördükleri iki şeyi alıp 

öperek yukarı kaldırdıkları görülür;

Kur’an ve ekmek..

Kur’an Allah hatırı için, ekmek de emek hatırı için yukarıda tutulur.


“Emek” Kur’an’da çok önemli bir insani değerdir; 

“İnsan için emeğinden başkası yoktur.” (Necm; 39)

Emeğin hakkını vermek, 

Allah’ın hakkını ödemektir.

Emeği sömürmek, Kur’an’a göre,  büyük günah demektir.


Ayet-i Kerime’de geçen Sa’y: “çalışmak, koşmak” demektir. 

Çaba, gayret, mesâi, iş, çalışma anlamına gelen sa’y kavramI, 

“alınteri, emek” dediğimiz şeyi çağrıştırır. 

Ayet “İnsanın emeğinden/alınterinden başkasını alma hakkı yoktur” 

ölümsüz ölçüsünü getiriyor. 

Sa’y kavramını karşılayacak en iyi iki kelime “emek” ve “alın teri”


Hz. Peygamberimizin 

konu ile ilgili hadis-i şeriflerinden bir kısmını hatırlayalım.

Bir defasında,bir şeyler isteyen ve 

hiçbir şeyi olmadığını söyleyen birine şöyle diyordu.

“Bir ip alıp dağdan odun taşıyarak kazanmanın, 

dilencilik yapmaktan çok daha iyidir diye öğüt verir. 

Haydi, öyle yaparak geçimini temin etmeye çalış.”


“Bakmakla yükümlü olduğu kişiler bakımı için gerekli olan gayreti 

ihmal edip de onları aç ve açık bırakmak kişiye günah olarak yeter.”

“Hiç kimse elinin emeğinden daha helal bir kazanç elde edemez.”

“Peygamberler ellerinin emeği ile geçinirlerdi. 

Hz. Âdem çiftçi, 

Hz. İdris terzi, 

Hz. Davut demirci, 

Hz. Zekeriya marangoz idi.”


Bir defasında 

Hz. Peygamberimiz sahabeden bazıları ile beraberken 

karşıdan güçlü bir yiğit adam geçer. 

Orada bulunanlardan birisinin, 

“Keşke bu yiğit adam Allah yolunda olsaydı.”der. 

Bunu duyan Hz. Peygamberimiz şöyle buyurur: 

“Bu adam çoluk çocuğunun rızkını kazanmak için çalışıyorsa, 

bir ihtiyacı için gayret gösteriyorsa Allah yolundadır.”


Kabilesinin ihtiyacı için, 

kuyudan su çekmekten dolayı elleri nasırlaşmış adama; 

“Allah bu elleri cehennemde yakmaktan hayâ eder.” Diyordu.

Mekke müşriklerinin 

ancak para karşılığı hicretine izin verdikleri Suheyb, 

yalın ayak Medine’ye vardığında, 

sıcak çöl ayaklarını kızartmıştı. 

Suheyb’in ayaklarını elleri ile oğuşturan 

Hz. Peygamber; “ Bu ayaklar ancak Allah yolundadır. 

Cennet yolundadır” Diyordu.


Sa’d bin Muaz ile tokalaştığında 

Sa’d’ın ellerinin çok nasırlı olduğunu görüyor ve sebebini soruyordu. 

Sa’d, “ailemin geçimini sağlayabilmem için çok çalışmam gerekiyor, 

onun için ellerim böyle oldu.” Deyince, 

“Andolsun ki Allah bu elleri asla ateşe atmaz.” Diyordu.


“İşçinin hakkını alın teri kurumadan verin.” Buyuruyordu.

Bu Hadislerden anlıyoruz ki Allah Resulü de 

emeğe büyük değer veriyor. 

Emeğin değerinin bilinmesini istiyor.


Emeğin değersizleştirildiği bir toplumda huzur ve güven olmaz. 

Yoksullarında açlık, varlıklılarında korku baş gösterir. 

Bunların neticesinde de kargaşa meydana gelir.

Kur’an bir ülkenin açlık ve 

şiddetli yoksulluğa düşme sebebini şöyle açıklar: 

“Bir ülke düşünün; halkı güven ve huzur içinde yaşıyor. 

Bolluk ve refah içinde yüzüyorlar. 

Derken Allah’ın nimetlerini inkâr ediyorlar. 

Yaptıklarına karşılık Allah da onları açlık 

ve korkuyla tanıştırıyor.” (Nahl; 16/112).

Onların yaptıkları neydi ki açlık, yoksulluk ve korkuyla tanıştılar ?


Bunu anlamak için 

“Allah’ın nimetlerini inkâr etmek” tabirini iyi anlamak lazımdır. 

Bakın aynı Sure içinde bu nasıl açıklanıyor: 

“Zenginler (rızıkta üstün kılınanlar) mallarını ‘

Arada fark kalmaz,

eşit hale geliriz’ diye yanındakilerle paylaşmıyorlar. 

Allah’ın nimetini mi inkâr ediyor bunlar?” (Nahl; 16/71).

Demek ki açlık ve yoksulluk , “üsttekilerin” servet, 

şöhret hırsıyla “alttakiler” ile sosyal haklarda 

eşit hale gelmek istememeleri yüzünden olmaktadır. 

Bu durumun sürüp gitmesi Allah’ın nimetini inkârdır.


Emek harcayanlar ve emek harcayarak üretilen şeyler değerlidir. 

Bu değerin kıymetinin bilinmesi Allah’ın ve resulünün isteğidir.

Üretmek mutluluktur. 

Sadece tüketmek insanı mutlu kılmaz. 

Üretmek sadece maddi de değildir. 

İlim, irfan üretimi de aynı şekilde emek ürünüdür

aynı şekilde değerlidir.