Büyük menderes
Koçarlı'dan dünyaya açmıştı gözlerini
Görmek nasip olmadı hayatın düzlerini
Çakırbeyli Çiftliği ona göre değildi
Yaşadıkça sadece Hak önünde eğildi
Korku nedir bilmezdi, kurutmuştu kökünü
Omzunda taşımıştı memleketin yükünü
Yirmi Yedi Mayıs'tı, olmazlar oldu o gün
Yüreğimiz hicranla, göz yaşla doldu o gün
Halkına Kerem gibi bakıp gitti Menderes!
Hakikat göklerinde çakıp gitti Menderes!
Sevgiyle, merhametle gönlü geniş, sebildi
Millet onu kendine kardeş bildi, dost bildi
Engelleri aşarak Büyük Menderes coştu
"Söz milletin" diyerek bir ömür aşkla koştu
Menderes bu milletin gönlündeki aslandı
Pis lağım fareleri kendini bir şey sandı
Güvercin kanadına kanlar bulaştı o gün
Yayıldı kara haber, hududu aştı o gün
Kükremiş bir sel gibi akıp gitti Menderes!
Milletin yüreğini yakıp gitti Menderes!
Yanmayı göze aldı, geceye ışık oldu
Millet Leylâ, o Mecnûn; Leylâ 'ya âşık oldu
Hakikat göklerinden kayan bir yıldızdı o
Eskimiş zamanlara can veren yaldızdı o
Hakikat köprüsüydü, demokrasiye giden
Ruhlar ebedî yaşar, sadece ölür beden
İradenin, vicdanın boynu büküldü o gün
Hakikatte milletin ipi çekildi o gün
Yalanın boğazını sıkıp gitti Menderes!
Melekleri koluna takıp gitti Menderes!
Ferhat gibi âşıktı vatanın toprağına
Mâziden ruh üfledi çınarın yaprağına
Ecdadından davayı emanet alandı o
Bahar vakti yeşerip hazanda solandı o
Koyu karanlıkların şafağı gebe güne
Vardı darağacına, gider gibi düğüne
Demokrasiye paslı zincir vuruldu o gün
Darağacı vicdana, kalbe kuruldu o gün
Yüreklere acılar ekip gitti Menderes!
Kula kulluk etmedi, çekip gitti Menderes!
Elif gibi dik durdu, eğilmedi virgülce
Kokusu çağlar aştı, açtı gonca bir gülce
Vuslat iksir olurmuş kalplerin ağrısına
Tez icabet eyledi şahadet çağrısına
Yaşarken ve ölürken Yaradan'ı andı o
Kalplerin gönderinde hep dalgalanandı o
Demokrasi kirlendi, sistem kokuştu o gün
Vahşi kurtla kuzular kafa tokuştu o gün
Esaret kalesini yıkıp gitti Menderes!
Ten mahpushanesinden çıkıp gitti Menderes!
Nefretin en koyusu, o ne büyük vahşetti
Şahadet makamını Rabbim ona bahşetti
Ölüm doğuma gebe, kazanandır Habiller
Hakikat nazarında hep kaybeder Kabiller
Uyanma vakti yakın, çok kalmayız rüyada
Bu davanın temyizi mahkeme-i kübrada
Duyuldu kara haber, yaşlar çağladı o gün
Çakırbeyli Köyü'nde dağ, taş ağladı o gün
Parmağını kem göze tıkıp gitti Menderes!
Onca dalavereden bıkıp gitti Menderes!
Yassıada bir anda yaslı adaya döndü
Esti bir deli rüzgâr, kalpte yanan mum söndü
Musalladaki ölü, katillerden diriydi
Ali Adnan Menderes siyasetin piriydi
Yürekler yakan ateş düştü ocağımıza
Bu ayıp yeter gayri karanlık çağımıza
Menderes'in suları gözlerden aktı o gün
Hicranın kor ateşi yüreği yaktı o gün
Hakikatin önünde çöküp gitti Menderes!
Gözyaşını içine döküp gitti Menderes!
O gün dağ, dere, tepe hüzünlere gark oldu
Zeybeğin eksikliği tez vakitte fark oldu
Cismi gitti dünyadan, geriye ismi kaldı
Hakikat albümünde bir yırtık resmi kaldı
"Vatan sağ olsun" deyip hazanda solup gitti
Mütevekkil duruşla bir melek olup gitti
İblisin cellatları ömürden çaldı o gün
Hakikat düşmanları ne çok alçaldı o gün
İhtirasın boynunu büküp gitti Menderes!
Şafak gibi ansızın söküp gitti Menderes!
Canını hiçe saydı, yurduna nefer oldu
Ülkemin başvekili sonsuza sefer oldu
Kulak verdi sadece sol yanında atana
Bir parçacık canını hibe etti vatana
Millet Yakup misali; sen Yusuf, zaman kuyu
Yakındır rûz-i mahşer, uyu zeybeğim uyu!
Kimine kör karanlık, kimine tandı o gün
Yazdığı kararından kalem utandı o gün
Bir zeybek vakarıyla sekip gitti Menderes!
Gönül burcuna bayrak dikip gitti Menderes!
M. NİHAT MALKOÇ
Yayımlandığı Yer: Yüzakı Dergisi/Mayıs 2024