Card image cap
Bi̇z kadinlari kadin olduğu i̇çi̇n sevmedi̇k

Biz kadınları hiç sevmedik !

Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik

Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik.

Göğüslerini sevdik…

Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık.

Kalçalarını sevdik…

Gerçekten güzel vücutlu ve “çıtırsa” daha çok sevdik…

Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep “baktık”

Her yerlerine iyice ve dikkatle baktık.

Pek iyi görememiş olacağız ki bir daha baktık.

Bir daha ve bir daha…

Kadınların her yerlerine baktık ama gözlerine ya hiç bakmadık 

ya da baktığımızda çok geç olmuştu…


Biz kadınlara çok dokunduk ! 

Onlar istese de istemese de dokunduk.

Son yıllarda dini motiflerden güç bulanlarımız oldu.

Eh ! Yozlaşan toplum ve geç gelen hatta 

hiç gelmeyen adalet olunca da 

13-14 yaşındaki çocuklara bile dokunmaya başladık ! 

Sapık damgası yemeyi göze alanlar bile şaşırdı 

çünkü sapık diye haykıran ne kadar azdı !

Kadınlara dokunmada dünya sıralamasında üst yerlere geldik… 


2009 itibariyle rakamlar oldukça “umut verici!!! “

% 40 ını sürekli dövdük

%45 ine duygusal şiddet uyguladık (küfür, hakaret, küçük düşürme)

%16 sına zorla sahip olduk (ve olmaya devam ediyoruz)

Tüm bunlara maruz kalan her 3 kadından biri 

intihara kalkıştı ama biz hiç oralı olmadık (hem bize ne değil mi ? 

Fener ya da Cimbom maç kaybedince çok üzüldük ama 

kadınlar söz konusu olunca pek oralı olmadık)


% 9 una daha masum birer çocukken bile dokunduk.

Ama onlar hep sustular. 

Çünkü konuşsalar kimse inanmazdı. 

“kim bilir neler yaptın ki sana tacizde ya da tecavüzde bulundu 

amcan ya da komşun” bu da sana ders olsun, 

türünden tepkiler görecekti.

Ama bu ders o kadar acıdır ki biz erkekler bilemeyiz. 

Bizlere sorduklarında %25 imiz “bazı durumlarda 

kadın dövülür” demeyi doğal bir şey gibi dile getirdik.

% 51’i erkekler ile tartışmayı bile “saygısızlık” sanıyor artık. 

%36’sı kendisi para kazansa bile 

parasını nasıl harcayacağına karar veremeyeceğine inanmış 

ya da inanmak zorunda kalmış. 

% 52’si “erkek kadından sorumludur” diyecek kadar 

kadınlığını unutmuş ya da unutturulmuş. 

% 49’u “erkek ne zaman isterse bana sahip olabilir 

benim itiraz hakkım olamaz” diyecek konuma gelmiş ya da getirilmiş!


Hal böyleyken kabul edelim biz kadınları kullanmayı çok sevdik. 

Evde, işte, siyasette, okulda kısacası her yerde…

Parti kongrelerinde sözde liderler konuşurken 

arka fonda 3-4 kadın vardı hep. 

Onlardan vitrin yaptık, imaj yaptık. 

Başörtülü, normal türbanlı, modern türbanlı ve türbansız…

"Cennet anaların ayakları altında" diye diye büyütüldük 

ama anaları hep ayaklarımız altında çiğnedik, ezdik, tepikledik…

14 şubat sevgililer günü ya da 

anneler gününde bir kaç saat ara verdik 

ama sonra yine ezmeye devam ettik.


İş verirken bile onları hep düşündük ! 

İş yerinde gözümüz gönlümüz açılsın ya da 

malum niyetler ile bayan eleman aranıyor ilanı vermeyi çok sevdik.

Bu ülkede kadın olmanın ne kadar zor olduğunu 

biz erkekler bilemeyiz. 

Çünkü artık konuşmuyorlar, 

konuşamıyorlar, konuşturulmuyorlar.


Bu ülkenin kurucusu Atatürk 1930’lu yıllarda 

Türk kadınına dünyadaki birçok çağdaş ülkeden önce

hak ettiği hakları verdiğinde umutlanmıştık. 

Çünkü o Atatürk'tü ve Kurtuluş Savaşında 

bebeğinin kundağında mermi taşıyan anayı ya da 

cephede erkeği ile göğüs göğüse savaşan bacısını unutmamıştı. 

İhanet edemezdi ve etmemişti de. 


Ama biz ihanet ettik ! 

Türkiye nereye gidiyor ? 

Diye soruyor herkes birbirine.

Oysa cevap ne kadar da açık değil mi ? 

Türkiye hızla ve şevkle karanlığa gidiyor. 

Hatta koşuyor…

Çünkü kadın yok oluyor, yok ediliyor…

Benim annem, kız kardeşim, sevgili kızım yok oluyor…

Kadını yok olan ülkenin gideceği yol bellidir. 

Karanlık ve onursuz bir gelecek…