Hep uzaktık hep bir soğukluk vardı aramızda. Küçüklüğümde içinde babanın geçtiği anılarım yok benim. Kucağında çektirdiğim resmimde olmadı. Güzel bir söz duymadım 30 senede ağzından ama kötüde konuşmadı hiç birimize.

 Halbuki daha dün beraberdik. Eşim odaya çekiyor beni. “ Babam “diyor. Kalp krizi geçirmiş . Anjiyo yaptılar. Yoğun bakımda ama durumu iyi korkma. Ne düşüneceğimi ne hissedeceğimi bilemeden kala kalıyorum öylece. Baba bizim ailede çok uzak bir kavram Her ihtiyacımızı gören annem olmuştur. Her derdimize koşan… Bu nedenle belki  de içinde baba geçen cümlelerim azdır benim. Hastaneye gidiyoruz eşime .Yoğun bakımda olduğundan yanına kimseyi almıyorlar. Sadece doktorlardan bilgi alabilirsiniz diyor bir hemşire. Doktor beklemeye başlıyoruz .En son ne zaman girdim kadraja Sanırım ben babama bayramdan bayrama sarılmışım bu yaşıma dek İçim burkuluyor. Sol yanım acıyor 40 yaşında babasız kalmak fikri gerçekten insanın canını acıtırmış da haberim yokmuş.

Annemle konuşuyoruz . Haber veremedikleri içim kızıyorum ona. Baban kızlara haber vermeyin. Dedi diyor. O halde bile bunu düşünmüş müdür hiç.

İşte gerçek anlamda olsun duygusal , ne kadar mesafe olursa olsun aranızda, gidin sarılın annenize, babanıza, kardeşinize. Bunu yapamamış, yapmamış olmanın suçluluğu bir gün kavurmadan içinizi. Hala yaşıyorlarsa gidin sarılın ve kocaman bir öpücük kondurun yanaklarına. Kimse bilemez çünkü belki bunlar çok geç olacak yarına belki de…