M.NİHAT
MALKOÇ
Ramazan ayıyla beraber hayatımızın ibresi maneviyatı
gösterir. Bir aylık da olsa şahsî hayatımızda ve çevremizde manevî bir
seferberlik ilan edilir. Başka günlerde gündemimizde olmayan İslam, bu ayda
deyim yerindeyse gündemimize oturur. Oysa gerçek Müslüman her zaman teyakkuz
halinde olur. O her an ölebileceğini düşünerek maneviyatını takviye ve ikmal
eder. Bilinmelidir ki bir aylık ibadet bizleri Cehennem ateşinden kurtaramaz.
Kur’an ve ibadet ayı olan ramazanı layıkıyla değerlendirmek
istikbalimize manevi yatırım yapmak demektir. Akıllı insan odur ki fani
şeylerle zaman kaybetmez, baki olanın peşinden koşup durur. Hak katında fani
olan, günlük meşguliyetlerdir, bâki olan ise ahiret için çırpınmaktır. Fakat bu
mübarek din, dünyayla ahiret dengesini de gözetiyor. Dünyayı da bir kenara
bırakmamızı istemiyor. Çünkü yaşamak için bazı ihtiyaçların giderilmesi
gerekir. Başkalarına el açmak hoş karşılanmamıştır dinimizde. Müslüman miskin
miskin oturamaz. Mümin daima hareket halinde yaşayan insandır. Kişi rızkını
helal yolda aramalıdır. Bununla ilgili olarak Peygamberimiz Hz.
Muhammed(sav)’in “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret
için çalışın.” hadisi bizlere gidilmesi gereken yolu gösteriyor.
Oruç tutan insanlar Allah’ın emrini yerine getirmiş olmanın
manevi doyumunu yaşarlar. Bu doyuma erişen kullar her geçen günü, ömür
defterlerinden bir kayıp sayfa olarak değil, bir kazanç sayfası olarak
nitelendirirler. Bu bakış açısı iç huzurun sağlanmasında etkin bir rol oynar.
Maddi varlığımızla manevi dünyamızın dengede tutulması, bizi boşluğa düşmekten
korur. İradenin günahları perdelemesi imtihana tabi tutulan kulu büyük bir
zafer kazanmışçasına mutlu eder. Bu mücadeleden başı dik çıkan kişinin kendine
olan güveni artar.
Nefsin emrine karşı koyan yüksek irade gücü, Hakk’a teslimiyetin getirdiği manevi saltanatı
ebediyen yaşar. İşte dünya o zaman ahretin tarlası olur. Huzur o zaman bizi
çepeçevre sarar. Oruçla beraber kulun hayvani tarafı rahmani tarafına yenilir.
Fiziksel olarak da midemiz yılda bir ay da olsa dinlenmiş olur. Kalbimiz kir ve
pastan arınır; adeta manevi zımparayla törpülenir. Dilimiz yalandan, ellerimiz
haramdan, gözlerimiz harama bakmaktan, kulaklarımız yalan ve dedikodu
dinlemekten, ayaklarımız kötü işler peşinde koşmaktan uzaklaşır. Bu durum,
huylarımızın meleklerinkilere benzemesini ve ruhlarımızın arınmasını sağlar.
Oruç belli zaman içerisinde aç kalma olayı değil, aksine bir irade
terbiyesidir.
İslam topyekûn bir yaşam tarzıdır. İlahi kanunlarda boşluk
yoktur. İnsan hayatıyla ilgili her ne varsa bunun İslam’da bir izahı ve
karşılığı vardır. Bazı kesimlerin ileri sürdüğü gibi İslam, hayatın dışında bir
sistem değildir. İslam hayatı çepeçevre kuşatır.
İslam kendi kanunları etrafında
şekillenen bir hayat tarzını zorunlu kılar. Bu dinin belli başlı kaide ve
şartları vardır. Bunlar arasında beş tanesi ayrı bir önem arz eder. İslam’ın
beş şartından birisi de zekât vermektir. Zekât sosyal dayanışmanın ibadete
dönük yüzüdür. Sosyal dayanışma ve yardımlaşmanın zirvesidir. Daha çok
ramazanda zekâtlarımızı vererek malımızı manevi kirlerden temizleriz. Zekât
vermekle mallar azalmaz, aksine bereketlenerek artar.
Oruç tutmak, yemeden içmeden ve cinsi münasebetten kesilmek
değildir sadece… Bunlardan ibaret görülen oruç, avam orucudur. Avam orucunda
orucu bozan hallerden uzak durulur. Yani sadece mideye oruç tutturulur. Bu
orucun, büyük mükâfatları beraberinde getirmesi beklenemez. Oysa havas orucu
diye nitelendirilen oruç, bütün azalara çekidüzen vermeyi gerekli kılar. Havas
orucunu tutanlar yalan söylemez, günah işlemez, dedikodu yapmaz, harama bakmaz.
Bütün eylemlerinde oruçlu olduğunu aklından çıkarmaz; ona göre davranır.
Kendisine sataşanlara ‘Ben oruçluyum’ diyerek kavgadan ve kötü sözden uzak
durur; Allah’a sığınır. Varın kendi orucunuzu kendiniz değerlendirin… Avam
orucu mu tutuyorsunuz, yoksa havas orucu mu? Sizi sizden daha iyi kim bilebilir
ki?... Kararı siz verin. Ona göre
Allah’tan mükâfat umun… Aksi halde ahirette hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.
Allah bizlere havas orucu tutmayı ve ramazan sevincini doyasıya yaşamayı nasip
etsin.