Card image cap
Ali̇m i̇le talebesi̇

Alimlerden biri, talebesi ile gezerken, 
bir tarlanın yanındaki ağaçlardan birinin altında 
eski bir çift ayakkabı gördüler. 
Belli ki civarda çalışan birisinin ayakkabısıydı. 

Talebe : 
"Hocam bu ayakkabıyı saklasak da, 
sahibi geldiğinde ayakkabısını bulamayınca, 
o anki halini seyretsek, ne dersin dedi. ?

Hoca:
"Sevincimizi başkalarının üzüntüsü üzerine kurmak 
doğru değildir. Gel şöyle yapalım, 
sen zengin bir ailenin çocuğusun, 
bu ayakkabının içine bir miktar para bırak, 
sahibi gelip bunu gördüğü zamanki 
sevincini seyredelim"  dedi.
Talebe bu teklifi daha güzel buldu ve 
adamın yakkabısının içine bir miktar para koydu.
Hocası ile görünmeyecek şekilde 
bir ağacın arkasına saklandılar. 
Bir müddet sonra, ayakkabının sahibi geldi. 
Elbiselerini değiştirdi,ayakkabısını giyerken 
içinde bir şey olduğunu farketti. 
Baktığında bunun para olduğunu gördü. 
Bir müddet etrafına bakındı,
hic kimseyi göremeyince, 
dizleri üserine oturdu ve ellerini açıp: 

" Ya Rabbi, eşimin hasta, 
çocuklarımın aç olduğu 
Sence malumdur,verdiğin bu nimet için 
Sana sonsuz şükürler olsun," 
deyip gözyaşlarına boğuldu 
ve uzun bir süre  ağladı. 
Bunu gören Hoca ile talebesi de 
göz yaşlarını tutamadılar...

Sonra Hoca talebesine döndü :
" Bu  ilk  tekliften daha güzel olmadı mı , 
şu an daha mutlu değilmisin ? dedi. 
Talebesi: 
" Evet Hocam, daha sevinçliyim. 
Şimdi,daha evvel anlamadığım şu  
cümlenin manasını anladım : 
Verdiğin zaman,
aldığın zamankinden daha mutlu olursun”.

Hocası dedi ki: 
"Evladım Güçlü ve haklı olduğunda affetmek: 
Vermektir."
"Yokluğunda kardeşine dua etmek:  Vermektir."
 "Haksız iken özür dileyebilmek: Vermektir."
 "Başkasının ırzına kem gözle bakmamak: Vermektir.
"İnsanların gönüllerine sevinç ekmek:  Vermektir...
Sevincimizi başkalarının üzüntüsü üzerine değil 
sevinci üzerine kurmak Vermektir
Rabb'im bizi veren ellerden eylesin amin.