
Yildizeli̇ si̇vas
YILDIZELİ SİVAS
Sılayı çekiyor insanın canı,
Sözü uzatmayım; ben Yenihan’ı
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Gözlerimde Hamamcoğul Çayırı
Alibolillerin yokuş bayırı,
Şiir değil,bil ki bu bir duyuru
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Çermik tepesinde sarı taşları
Fayık’ın Hacı’nın dönen kuşları,
Ekmek paylaştığım arkadaşları
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Etyemez’de yakalardık balığı
Bozuk olurdu Resso’nun kılığı,
Berber Sebati’yi,yani Kalık’ı
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Daim yaşıyorum ben bu hasreti
Hocaların telaşeli Saffet’i,
İbraham Emmi’min oğlu Ahmet’i
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Yıllar geçip artırıyor acıyı
Ana,baba,gardaşları,bacıyı,
Apuş Dede’nin torunu Hacı’yı
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Harmanları,düzlükleri,dağları
Han Irmağı’na attığım ağları,
Kömbeleri,katmerleri,yağları.
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Anşa’nın Gölü’ne dalıp yüzmeyi
Dörtyola doğru dolaşıp gezmeyi,
Masatı,orağı,örsü,kazmayı
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Benek benek olurdu boyunları
Tuz yalatıp,sulardık koyunları,
Kuzularla oynardık oyunları
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Bizim deli tutuyordu Fener’i
Yenilince kovalardı Soner’i,
Cimbomlu Ali’yi,bir de Ömer’i
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Yemlikleri,kavurgayı,hediği
Kavak dalından yaptığım düdüğü,
Çulluların kara başlı güdüğü
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Mahallede herkes tezek yakardı
Bütün Yıldızeli tezek kokardı,
Baykuş Hasan melul melul bakardı
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Tel örgünün arasından dalardık
Hastanenin güllerini yolardık,
Horoz şekerleri alıp yalardık
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Akşam yedi gibi gelirdi sığır
Nefesim kesilirdi, bağır bağır,
İnekler sağılırdı, ağır ağır
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Mustafa Emmi kağnıyla geçerdi
Suçatında çevlükleri biçerdi,
Diz kılarda gözeden su içerdi
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Bulgur kaynatırdık; bakır kazanı
Pirsultan’ı,bizim koca ozanı,
Eli kalem tutan,şiir yazanı
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Demircinin Osman her gün içerdi
Koca evi gözleri zor seçerdi,
Kimi zaman görmez,dümdüz geçerdi
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Nüfusçu Sefer olmuştu emekli
Kutlamıştı eğlenceli,yemekli,
Siyah bir şapkası vardı,terekli
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Yerken batırırdı onları bala
Sonra bıyığını burardı Pala,
“Midem kalktı! ”derdi Pakize Hala
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Pasaklı Zeyno’nun değer nazarı
Anası Hatça’dan yerdi azarı,
Ne güzeldi Yıldızeli Pazarı
Öyle özledim ki; göresim geldi.
Tam altı ay bürünürdü beyaza
Meydan okurduk, donduran ayaza,
Kısmet olursa giderim bu yaza
Öyle özledim ki; göresim geldi.
İSMAİL MALATYA halim çok beter
YILDIZELİ SİVAS burnumda tüter,
Yeter be bu kadar hasretlik yeter
Öyle özledim ki; göresim geldi.
İSMAİL MALATYA
Derler ki; Sıvas ellerinde taş taşa değse türkü olurmuş. Duygularınız var olsun. Sevgiyle
Memleket özlemi bu kadar mı güzel anlatılır dedim şiirinizi okuduğumda. Hele ki bir de kısıtlı hece kalıplarıyla anlatabilmek bir o kadar daha güçtür hocam.Tek kelimeyle harikaydı. Emeğinize sonsuz tebrikler, teşekkürler. Saygıyla...
Buram buram hasretlik kokan bu güzel şiiri kutlarım.
Yüreğimiz de ki hasreti alevlendirdiniz hocam
Yüreğinize sağlık
Selamlar, saygılar...
Emeğine yüreğine sağlık İsmail hocam güzel bir şiir okudum tebrikler hayırlı akşamlar diliyorum hocam
Teşekkür ederim Murat kardeşim. Mutlu akşamlar. Sevgiler .