Card image cap
Yalanla başlar yalanla biter

Yalanla Başlar Yalanla Biter




Yalnız yaşıyordu Kemal . Mütevazi bir yaşantısı vardı .Orta yaşın biraz üzerindeydi yaşlılığı kondurmasa da kendine .Ruh yaşlanmıyor , içindeki çocuğu büyütmüyordu hiç . Kapatmıştı kendini yalnız dünyasına .İşte böyle geçiyordu günleri , dört duvar arasında .

Karşısına hiç ummadığı anda çıkmıştı Nedime . Sanal denen dünyada . Arada yazışıyorlardı nette . Tellerini alıp vermişlerdi birbirlerine , görüşüyorlardı zaman buldukça . Kendisi çok uzaklarda olsa da özlem gideriyorlardı .

Bir gün ''bekle geliyorum yanına '' dedi .Çok heyecanlanmıştı Kemal . Günleri sayıyordu ve beklenen gün geldi . Kararlaştırılan yerde aldı soluğu . Elinde kırmızı bir gül ve küçük bir hediye ile . İlk defa göreceklerdi birbirlerini heyecandan eli ayağına dolaşmıştı Kemalin .

Merhaba diyerek uzattı elini tüm bedeni titreyerek . Kavuşmuştu çok sevdim dediğine . El ele tutuşarak yürüdüler , sahil kenarında bir banka oturup denizi seyrediyorlardı . Gelecek güzel günlerden bahsediyorlardı . Yasladı başını Nedime Kemalin omuzlarına . Dudakları birleşti kendiliğinden ayrı geçen günlerin acısını çıkarırcasına . Zaman bir su gibi akıp geçmiş , ayrılık vakti gelmişti . Kenetlenen eller ayrılmıyordu bir türlü . Hüzünlenmişti ikisinin de yüreği , istemiyerek de olsa ayrılmıştı elleri tekrar görüşürüz diyerek . Yolcu ettiler birbirlerini . Dönecekti o çok sevdiği yine çok uzaklara .

Görüşmeleri devam etti . Taki söylediği o söze kadar . Duyduklarına inanmak istemedi Kemal . Evli olduğunu söylüyordu canım dediği . Başından kaynar sular dökülmüştü . Yalan , riya üzerine kurulan sevgiden ne hayır gelirdi . Sanal aşkların yine sanalda kaldığını çok geç anladı Kemal .

Ama yüreğindeki acıyı nasıl geçirecekti . Ayrılmaya karar verdi yüzüne haykırarak tüm gerçekleri . Ama karşısında ki bunu anlayacak biri değildi . Rahatsız etmeye başlamıştı yaralı yüreğini . Hiç düşünmemişti klavye arkasında ki kimlikleri . İnanan , seven ve yüreğinin bu yumuşaklığı , ruhunda derin izler ve yaralar bıraktı .

 Oysa bir zamanlar o aşk olduğuna inandığı ilişkinin kahramanı için gözyaşlarını akıtmıştı . Şimdi o gözyaşları sessiz sessiz içine akıyordu damla damla . Zoruna gidiyordu aldatılmak . Oyuncak gibi oynanmak . Nerden bilsindi ki karşısındakinin her türlü vicdan ve izandan yoksun olduğunu . Vicdanın ne olduğunu bilmeyenden vicdani değerler beklemenin boş olduğunu çok geç öğrenmişti .

Artık geride: insana ve yaşama dair bir güvensizlik , belki de bir sevgisizlik kalmıştı . En kötüsü de bu değil midir ? içinde sevgi olmayan bir dünya ve o dünyada yaşamanın nefes alıp vermek olduğuna inanmış bir beden ...



Refik
15 . 10 . 2019
İstanbul