Card image cap
Savaşin i̇çi̇ndeki̇ bi̇r çocuğun günlüğünden kurgular

"Bir çocuğun hüznü tüm dünyayı yıkabilir"


Bu küçükken oynadığımız savaşlara hiç benzemiyor Anne
Bugün kardeşim öldü
İnsanlar niye bu kadar kötü .



Barut kokulu meydanlardayım
Ağaçlarda kapkara güller
Bir kabusun içindeyim sanki
Her taraftan yağıyor ölüler.


Korkuyorum
kitaplarımda yarım kaldı, ödevimde
Hani o çok sevdiğim park da yok artık
Bombalar yağdırdılar üzerine
Her sabah penceremize konan serçemiz de yok
Oda ölmüşmüdür?
Kanatları yanmış mıdır
Ağlamış mıdır?



En çok da peynir ekmeği özledim
Sıcak bir fincan çayın yanında
Böyle mi olmak zorunda
Ben ölmek istemiyorum anne
Henüz yaşım dokuzda
Hani evren çok büyük ve sonsuzdu?
Sığamadık mı içine
İnsanlar bu kadar mı soysuzdu.


Bugün bir gazeteci amca bana doğru yaklaşıyordu
Kaçtım kaçtım
Belki o da kötüydü
Artık insanlara güvenmiyorum
Artık insanları sev-mi-yo-rum!
Ben ölmek istemiyorum.


Şu kapkara gökyüzünde bir zamanlar
Uçurtmalarımız uçururduk
Uçurtmalarımızı vurdular
Biz şeytan şekeri olurduk
Şimdi gelecek yok artık
Vatan için vatan...nerde olsak ölürdük.


Ben artık yaşamıyorum Anne
Ben artık bir çalı
Bir bataklık
Bir hüzün yığını oldum...,
Beni kimler paklayacak?


Umarsız zamanlarımı kim geri verecek bana
Bütün beyin hücrelerim parçalandıktan sonra.
Artık o mutluluğu kim getirecek
Bize yaşatılan bu mahşerin hüznü altında.



insanlığın dramının sahnelendiği dünya
incitilmiş bir gül olur samanyolu
trajedinin oyuncuları silinir yavaş yavaş
tablolar erir
şimdi geçer mi bu acı, nasıl geçer?
masum çocukları kim geri getirebilir
tatlı mevsimler
yıllar
inançlar
yarınlar
aydınlıklar yok !


güzel gezenegimiz
şehirler çöker artık
gökkuşağı düşer


pamukşekerler zehir
masallar zemberek .


Ayşegül Aşkım Karagöz
(Rüzgar çanları)