PİR FANİ

Nasırlaşmış elleri, çatlamış birer birer,
Yine de çalışmaya gayret eder, pir fani.
Desise düzen bilmez, üçkâğıttan bihaber,
Helal kazanç, peşinde, terin döker pir fani.

Aldırmaz etrafında, avare gezenlere,
Asla kulak kabartmaz, kem söz söyleyenlere,
Minder, yastık tanımaz, diz üstü çöker yere,
Koyar secdeye alın, şükür eder pir fani.

Titreyen ellerini kaldırırken semaya,
Gözyaşı karıştırır,  yaptığı her duaya,
Öyle bir kaptırmış ki, kendini, hak davaya,
Zerrece taviz vermez, zikir çeker pir fani.

Ağustos sıcağında terlerken şakakları,
Harman yerine taşır, biçtiği başakları,
Etrafına toparlar, körpecik kuşakları,
Hikâyeler anlatır, okşar öper pir fani.

Bazen bir seyyah gibi, sessiz, sakin yol alır,
Bazen dinlenmek üzre olduğu yerde kalır,
İsmet Murat'ı alır gece vakti dolanır,
Tutarak ellerinden, çöller geçer pir fani.