Card image cap
Of'ta hafiz oldu şirnak'ta şehi̇t

ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ  KADİR KAYVENİ

Şehit Jandarma Uzman Çavuş Kadir Kayveni,  1 Ekim 1990 tarihinde Erzurum' da doğdu. Trabzon'un Of ilçesi Bölümlü Kuran Kursunda hafız olarak mezun oldu. Daha sonra Manisa Kırkağaç 6. Jandarma Komando Eğitim Alay Komutanlığında uzman çavuş eğitimi alarak Çakırsöğüt 1.Jandarma Komando Tabur Komutanlığında göreve başladı. Şırnak Cizre Nur Mahallesi mevkiinde 27.12.15 tarihinde bölücü terör örgütü mensuplarınca tuzaklanan el yapımı patlayıcı maddenin askeri (cobra) aracın geçişi esnasında infilak ettirilmesi sonucunda kahraman iki Türk Askerimizin de birlikte olduğu bombalı eylem sonucu şehit düşmüştür.

           



Bir elinde silah birinde kuran

Göğsünde sarsılmaz kuvvetli iman 

Bak geldi dediler şehitlik sıran

Yalın ayak yolla düşüyor Kadir

 

OF'TA HAFIZ OLDU ŞIRNAK'TA ŞEHİT 

 Şehidimizin Annesi şöyle anlatıyor:  

Oğlum daha 57 günlükken babasını kaybettik. Bu hayattaki sınavının zor olacağı daha bebekken belliydi. Ama  Kadir'm çok güçlüydü ve daha küçük yaşta hep asker olmak isterdi. Ben ise oğlumun hafız olmasını isterdim hep. Bunun için Trabzon da yatılı kuran kursuna gitti  ama gönlün de yatan ve hiç bir zaman vazgeçmediği askerliği seçti. Tabi ki oğlumla gurur duyuyorum  fakat anne yüreği dayanmıyor işte hep bir korku vardı içimde. Ben Kadirimi zor şartlar altında büyüttüm ve vatana millete hayırlı bir evlat yetiştirdim. Oğlum evlendi,yuvasını kurdu  ve bir  evladı oldu. Bir gün eşimin telefonu çaldı arayan Kadirdi. Her şeyin çok güzel olduğunu söyledi ve evde kim var  kim yok iştima aliyim diye bizle şakalaştı .Hayat dolu bir insandı. Oğlum hem eşinden hemde işinden gayet mutluydu. Sonra bir gün acı haberi geldi. Evimiz barkımız yıkıldı. Kadirim şehit düşmüştü. Benim bakmaya bile kıyamadığım yavruma kıymışlardı. AL Bayraklı tabutuna sarıldım biliyordum ben ağlarsam kadirim üzülürdü ama kendime söz geçiremiyordum. Canı çok yanmışmıdır diye hep düşündüm ama Hz.Muhammed(s.a.v) şu sözü aklımdan çıkmadı ; Sizden birinizi karınca ısırdığı zaman ne kadar acı duyarsa , ' ŞEHİT' olan kimse de ölüm acısını ancak o kadar duyar. Oğlum vatanı milleti için gözünü kırpmadan kendini feda etmişti  ve ben çok gururluydum. Kalbim de duayla, dilim de ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ lafıyla canımın yarısını orada bırakmıştım. Ama başım hep dikti öyle de kalacak. Ben biliyorum ki kadirim beni görüyor  ve dualarla kavuşacağımız günü bekliyor.  

Şehidimizin Kardeşi şöyle  anlatıyor:

 Annemin ilk eşinden  olan abimdi. Annem abime hamile iken babası vefat etmiştir. Annem onu o yokluk günlerinde karnında taşıyıp dünyaya getirmiştir. Annem abim dünyaya geldikten 1 ay sonra babamla evlilik yapmıştır. Ve abimin benimle beraber  3 kardeşi daha olmuştur bu evlilikten. Annem hep daha fazla çalışıp geleceğini yapmaya çalışmıştır. Köyde orta okulu bitirene kadar annem örgü yaparak büyüttü abimi. Köydeki okuldan mezun olunca annem  Trabzon Yatılı Kur’an Kursuna  gönderdi ve orda hafızlığını tamamlayarak imam olma yolunda ilerledi. Ama abimin gönlünde hep asker olmak vardı. O sırada askerlik kağıdı geldiği için askere gitti. Askerde uzman çavuş olmaya karar verdi ve mülakatlarına girerek gayet başarılı bir dereceyle kazandı. Ve gelip kendi kazandığı parası ile düğününü yaptı. Gerçekleşen  2 yıl görev süresinden  sonra son görev yeri olan  Şırnağın cizre ilçesinde şehit düştü. En çok canı yanan ve ciğeri parçalanan yaşlı annem  ve eşi  oldu. Ama şimdi annem ve biz kardeşleri olarak şuna inanıyoruz ki şehitlik makamı en yüksek makamlardan biri ve bizi abim orada bekliyor.Abim korkusuzca giyerdi üniformasını ve hiç bir zaman tereddüt  etmezdi ALLAH yolunda şehit olmaktan.   Ben rüyamda 3 ay boyunca şehit olduğunu ve  rüyamda telefon ile  şehit haberini aldığımızı , eve al bayrağa sarılı tabutu ile geldiğini gördüm.Şehit olmadan birgün önce de  aynı rüyayı gördüm ve ertesi günü  rüyam gerçek oldu. Sabah telefon çalınca içim daraldı ve açtığımızda abimin hain saldırıda şehit olduğu  haberi ile ocağımıza ateş düştü.Kara haberi aldıktan sonra yüreğimiz yandı. O an dünya durdu sanki ateş düştü bi kere ‘Vatan sağolsun’ demekten başka birşey diyemedik... 

Şehidin eşi şöyle  anlatıyor:

  Aslında böyle uzun uzadıya anlatabileceğim bir şey yaşayamadık.Ayrılık, görev, gurbet  vardı hep... Eşimle Trabzon da kuran kursunda tanıştık ve orada birbirimizi sevdik.İlk görev yeri tokat Niksardı. Tam düzenimizi kurduk mutlu olacakken   hain terör örgütünün eyp(el yapımı patlayıcı) saldırısında şehit düştü.Vatan sevgisi imandandır derler ya eşim  de inancının ona  katmış olduğu vatan sevgisiyle bu mesleğe başladı.Biz çok korksakta  eşim   ALLAH yolunda ilerlemenin, savaşmanın, vatan için can vermenin ve şehitlik mertebesinin ne kadar önemli ve değerli olduğunun hep bilincindeydi.  Şehit haberini aldıktan sonra dünyam yıkıldı ve çok ağır bir imtihanla sınanacağımı düşünüyordum ama imtihanımı  kolaylaştıracak kendinden bir parça olan evladımız vardı. Onun varlığı bana hep eşimi hatırlattı ve bana her zaman güç verdi ve vermeyede devam ediyor. Emanetine, ismine sahip çıkmaya çalışıyorum ve ismini kullanmak yerine layık olmaya çalışıyorum. Bir yanım çok buruk ama bir o kadar da gururluyum.    Eşim  rüyaların da şehit olduğunu gördüğünü söyler ama nasıl olduğunu anlatmazdı. Eşim işini çok seviyordu özenle  ve profesyonelce   yapıyordu.Bize yansıtmamak için elinden geleni yapardı tehlikelide  olsa,   göreve de çıksa bize hiç bir şey yokmuş gibi davranırdı. Eşim hafızdı. Ama o asker olmayı tercih etti, zamanında askeri okula gitmeyi çok istiyordu. Hem şartlar hemde zaman gereği olmamıştı gidememişti. O giydiği üniformayı  hep  gururla ve  ğögsü kabararak giyerdi. Ailem eşimin bırakıp gelmesini çok istiyordu fakat o ben gitmezsem  yada  başkası  da aynı şekilde düşünüp gitmezse  bu işi kim yapacak kim sahip çıkacak vatanımıza ,milletimize,  namusumuza derdi .Varsa kaderimizde çekeriz diyip sustururdu bizi hemen. Bizde artık kabullendik... Zorda olsa  herşey ama gururluyum. 


Şehit eşinin  yürek burkan paylaşımı:

Sensizlik bir çığ gibi düşmüş üzerime

Atıp duruyorum kendimi ıssız sokaklara

İçinde aşk geçen her mısra bizim için yazılmış sanki

Okudukça kayboluyorum, hayallerine dalıp gidiyorum

Yokluğunda dokunuyorum sol yanıma

Bakıyorum ordasın , aslında hep benimlesin 

Ne varlığının ne yokluğunun önemi var artık 

İkimizin yerinede ben yaşıyorum 

İkimizin yerinede ben seviyorum 


YAŞIYOR KADİR

Yer Türk'ün mukaddes asker ocağı

Şahadet aşkıyla pişiyor Kadir

En yükseğe dikmek için sancağı

Nice sarp zirveler aşıyor Kadir


Görev yeri Şırnak Cizre cephesi

Olmadı ne korku nede şüphesi

Boş kalmasın diye şehit tepesi

Ay yıldız bayrağı taşıyor Kadir


Bir aralık ayı kara afaklar

Gün doğmakla ağarmıyor şafaklar  

Serseri mayınlar Kadir'i yoklar 

Sanmayın vuruldu düşüyor Kadir


Kabul oldu o an bütün dilekler

Bakın hele selam durdu melekler

"ŞAK" diye yarıldı yedi kat gökler

Makam-ı Mahmud'a koşuyor Kadir


Dilleri süslüyor Allahu Ekber

Yürü be yiğidim Resûlun bekler 

Sen gibi yiğidi alır mı makber

Sığmadı kabire taşıyor Kadir


Haber verin bayram etsin hanesi

Göğsüne takıldı Hakk nişanesi

O şimdi kulların en şahanesi

Cenneti alada Coşuyor Kadir


Ya Rab uydu senin cihad çağrına

Muhammed Mustafa bastı bağrına

Rızayı Hakk için  vatan uğruna

Şehit olan ölmez yaşıyor Kadir


Murat Meral ( Muradı)


Şırnak'ın Cizre ilçesinde  PKK'lı teröristlerin tuzakladığı bombayı zırhlı aracın geçişi sırasında infilak ettirmesi sonucu şehit olan uzman çavuş  Kadir Kayveni anısına