
İki̇ deli̇ çocuk
Bahse
konu birinci deli çocuk oldukça zararsız biridir. Yaz, kış dinlemeden hemen her
gün mahallenin sokaklarında hırsız-polisçilik oynar. Kendi halinde, kafasında
yarattığı dünyada oldukça mutludur. Hırsızları yakalamasına engel olan
otomobillerin, tezgâhların arkasına sinerek oyuncak silahındaki kurşunların
hepsini acımadan boşaltır hayali hırsızların üstüne.
Oynadığı
sokakta bulunan üç marketin çalışanları ve onlarca esnafın gözdesidir. Sevimli
ve zararsız halleriyle kendisini çok sevdirmiştir. Alkışlar eşliğinde
coşturulup:
“Aslansın sen! Yakala onları!” Denildikçe daha
büyük bir şevkle rolüne bürünür.
Kimselerin
göremediği ama kendisinin nicelerini gördüğü onlarca suçluyu, havaya kaldırdığı
eliyle ensesinden tutup hapishane olarak hayal ettiği bir köşeye atar ve
kapısını kapatır. Bir an olsun soluklanmadan dur durak bilmeksizin suçluların
peşinde koşar. Yerlere atar kendini, halden hale girer, toza toprağa, çamura
bulanır üstü başı. Ama o, aldırış etmez görev başındadır. Bir yandan da
anlaşılmaz kelimelere eşlik eder cümleleri.
Evden
çıkamadığı soğuk ve karlı günlerde, zemin katta olan evlerinin pencere
demirlerini sarsarak mahalleyi ayağa kaldırmaktan geri kalmaz. Silahını hiç
elinden bırakmadan pencerenin önünden geçenlere doğrultur. Rahatsız olan
apartman sakinleri çıkınca da annesi onu salar sokağa. Çünkü o, her an suçluların peşindedir. Oynar karların arasında. Üstü, başı, yüzü, gözü
karlarla bezeli halde sevinç çığlıkları atar durur. Üzerinde incecik kazağı,
başında bere, ellerinde eldiven olmadan saatlerce oynar karlarda. Market
kasalarını siper edinip düşmanlarla çatışmaktan asla çekinmez. Yakaladıklarını:
“Dur hele dur bakalım. Sen ne yaptın ha? Adam
olacak mısın söyle bakalım?”
Bu
zamana kadar anlaşılan tek sözü bu olmuştur. Zaman zaman havayı şamarlar sert
vuruşlarıyla. Her vuruşta birilerinin aklını başına getirir. Sonra rahat bir
nefes alır. Yorulmuştur. Mahallede hiç kimsenin ondan yana tek şikâyeti
olmamıştır şimdiye kadar. Beni ne zaman görse elindeki silahı doğrultup nişan
alır ve ateş eder. Beni vurduğunu attığı kahkahadan anlar ve eşlik ederim masum
gülüşlerine.
İkinci
deli çocuk ise oldukça tehlikelidir. Sarışın, zayıf, kötücül bakışları olan,
her an kendisine bir av arayan biridir. Ne zaman görülse hemen oradan
uzaklaştırma çabasına düşer mahalle sakinleri. İlgi alanı genç kızları
korkutmaktır özellikle. Gözüne kestirdiği kızı yakalamaya odaklanır ve ne
olursa olsun kaçırmaz elinden. Hiç farkına varmadıkları anda sincice yaklaşır
ve sırtlarından kavrayıp sımsıkı sarılıp öper.
Komşumuzun
kızını bir üst sokakta yakalamış geçen gün.
Kız neye uğradığını şaşırıp korkuyla avazı çıktığı kadar bağırmış.
“Bırak beni bırak. Sapık!” Etraftan duyup gelenler, zor ayırmış kızın sırtından
oğlanı.
En
fazla on dört yaşında gösteren bu deli oğlanı, anne babası başlarından atıp dedesinin
yanına göndermişler. Genç, yaşlı fark etmeden kadınlara saldırmaya başladı son
zamanlarda. Alt sokağımızda oturan
tıknaz Aysel teyzeyi, her zaman ki taktiğini kullanarak avlamış. Kadının haberi
olmadan nefesini ensesine solumaya başlamış ve sımsıkı dolamış kollarını
açmamaya yeminli.
“Aman bırak!
Bırak beni oğlum, bırak.” Dedikçe daha
sıkı sarmış kadını. Ne yapsın kadıncağız, son çare olarak can havliyle kocaman
çantasını oğlanın kafasına geçirivermiş. Tıknaz Aysel teyzenin kocası sinirli
adamın tekidir. Hele şekeri çıkınca kimseyi gözü görmez. Olayı duyar duymaz
koşup yakalamış çocuğu ve eşek sudan gelene kadar dövmüş. Çocuk ağlaya ağlaya
eve gitmiş ve çocuğun dedesi mahallenin ortasında adamla tartışmaya girmiş.
“Aklı yerinde
değil onun, bilmiyor musun? Şu zavallı çocuğa vururken hiç vicdanın sızlamadı
mı?”
“Hastaysa al
doktora götür, yatır hastaneye veya al evine götür. Salma sokağa. Onun bunun
karısına kızına sarkmasın!”
“İlaçlarını
içmedi. Ondan bu halleri. Yoksa yapmaz böyle şeyler asla.”
“Hadi git işine
be moruk!”
O olaydan sonra
deli çocuk birkaç vaka daha yaşattı mahalleliye. Aynı şekilde okulda da
arkadaşlarını rahatsız etti defalarca. Yaşlı dedesi onu okuldan almak zorunda
kaldı. Hiç arayıp sormayan ailesinden habersiz, dedesinin yanında bir odada
kilitli yaşar oldu.
Mahallenin diğer
delisi ise hala büyük bir şevkle görevinin başında. Elinde oyuncak silahı, kötü
insanların peşinde.