Yaratan öyle güzel yaratmış ki 
Her gezegene bir not düşürmüş 
Olanları ısıttığına bakma demiş ki
Zamanın girdabında güneş de üşürmüş. 

Odunu kömürü koyup yakana bak 
Kimi yunus demiş kimi pir sultan’a çırak
Ezelden ebede ırmaklar gibi çağlayarak 
Yalnızlıktan usanmış güneş de üşürmüş. 

Her patlama bir olmuş sevginin eseri
Var mı ki karşılık olsun değeri
Yoklukla doğarmış gönül eri 
Olmayınca seferi güneş de üşürmüş.

Gözler gönlün ateşini saklarmış
Putlaşırsa sevdalar dost yasaklarmış 
Ayrılığı cahiller tutar kucaklarmış
Dayanamaz uzaklığa güneş de üşürmüş. 

Karaca oğlan Elif diye bağırır 
Muhittin darağacında dosta çağırır 
Aşktan anlamayan kendince zığarır
Dünyadan gafil güneş de üşürmüş. 

Hüseyin hallaç vermiş başını
Bir ordu toplayamamış naaş’ını
Gariptir diye dikmemişler mezar taşını 
Etrafında dönen güneş üşürmüş.

Kerameti deride sananlar 
Sonu belli yola kılavuz koyanlar
Nesiminin yüzüldüğünü duyanlar
Karanlık olunca güneş de üşürmüş. 

Hayalle gerçek arası bir yerdesin
Etrafınla birlikte sen niye dönersin? 
Hem çok yakın hem uzak mekandasın
Ben yanarım sen neden üşürsün? 

Her seherde bülbül olunmaz
Akıyor diye sularda lale olmaz 
Gönlümdeki sulalesi hiç solmaz 
Meğer güneş değil gönlüm üşürmüş.

 

05.07.2003

Ahmet Çelik

Ceyhan

ZIĞARMAK: Çıkışmak, azarlamak

Card image cap