Fatih'in ruhundan i̇stimdad
(Nesillerin İdrakine)
Hava puslu yağmurdan kubbeler ıslanıyor
Sokağın köşesinde fersiz bir ay yanıyor
İstanbul boyun bükmüş boğazın sularına
Avuç açar Kandilli gelsin diye yarına
Bir el sanki gecenin örtüsünü kaldırır
Ruhumu maverâya asırlara daldırır
Önce boşalır gökler , asuman ince , ince
Gölgem kaçar bu zehir damlaları içince
Pembe bulutlar gökte delinmiş , kızıl kanlı
Bir kefende İstanbul yedi tepe dumanlı
Dönülmez yerde midir altınlardan akisler
Eyüp Sultan'da feryat , Ayasofya'da sisler
Bir nidâ duyuyorum surlar da ki gedikten
Haçlılar mı geliyor Maçin'den , Venedik'ten ?
Ardımda hurra hurra vikinglerin boynuzu
Kündeye getirmekte müslüman bir omuzu
Kaçan bir hayal gibi yüklemiş sandallara
Voyvoda sultan olmuş o meşûm vandallara
İlmik ilmik ruhumu incitiyor kazıklar
Fatih'in türbesinden bir ses gelir ; yazıklar
Karşıda Ayasofya heybetiyle kurulmuş
Kubbesinde yıldızlar kurşun yemiş vurulmuş
Nerde camilerimin göğü deşen tunçları
Fatih'i kundaklayan babanın avuçları
Gaiplerden bir feryat kulağımda çınlarda
Ah Fatih taşısaydın ey kızım karınlarda
Hani seni kutsayan şu Sultan Ahmet vardı
Burda doğanlar mesut ölenler bahtiyardı
Dilenciler gibiyim sokakta ki her kulun
Eğilirim önünde İstanbul'u mu bulun
Doğmalı ufuklarda aydınlık dolu bir tan
İstanbul bana lazım onada kutlu insan
Bizâr ettik kabrinde o mübarek Fatih'i
Takvim yapraklarında çürüterek tarihi
Yok mu bu zincirleri ebediyen kıracak ?
Dokuz ay on gün sonra Fatih'ler doğuracak
O Fatih'ki şeyhine döken abdestlik suyu
O Fatih'ki ruhuna nakışlı Nebi huyu
O Fatih'ki imanın abide-i burhanı
O Fatih'ki cihanın ufukların sultanı
Yıkılsın cihangirlik Kelimetullah derdi
Tam yirmi bir yaşında Peygamber'ine erdi
Melekler selamlardı toplarının şahını
İstikbalde yüceltmiş Mukaddes Allah'ını
Hortlak Konstantin sanki Haliç'te demir kurdu
Bu mu İslâm ümmeti ? Bu mu müslüman yurdu ?
Bir sarhoş Kadıköy'ü , bir rezil Nişantaşı (*)
Sokaklarda batılın hakka karşı savaşı
Asırlardır çağlayan suyu bile durulmuş
İstanbul'da imanlar canevinden vurulmuş
Ruhum karanlıklarla sabah akşam döğüştü
Türbenden taştı ahın artık bağrıma düştü
Bizlerin melâneti incitiyor bağrını
Altı asır öteden duyuyorum çağrını
Son kez ardıma dönüp garip şehrine baktım
Yağmurların peşinden gözyaşı mı bıraktım
Artık türben önünde bir nadandır bu beden
Altı asırlık ahı görerek ötelerden
Yarab vermezsen bile kalplerimize berât !
Bari şu ufuklardan yeni Fatih'ler yarat !
k a gazioğlu
(*) : Açık giyimli insanımıza hakaret etmek manasında yazmadım.
Emeğinize ve yüreğinize sağlık kutlarım güne düşen eserinizi
saygılar gönderdim...
Hayırlı cumalar selametle kalın
Emeğine yüreğine sağlık Arslan bey tebrikler güzel bir şiir okudum hayırlı günler hayırlı cumalar diliyorum hocam
Rabbim sayılarını arttırsın inşallah,emeğine gönlüne sağlık kardeşim,selamlarımla.