Şu düzlük yerlere diken sermişler

Dikeni ekenle  diken batan bir olmaz

Zalim ve mazlum bir değil

Her şeye rağmen zaman durmaz çalışır


Ömür bir yel gibi geçip giderken

Ne Kırıkkale gözünde olur

Ne Ankara gözünde 


Şu meydanlar şu sokaklar, şu caddeler

Neler gördüler 

Geçip gider insanlar sadece

Tanırım sanırda

Tanımaz bastığı geçtiği yerleri

Yıllar anılara meydan okur


Kitaplar boynu bükük yetim kalır


Aslanlar gibidir denilenler çaresiz

Araba çarpması değildir bu

Doğru yalan birbirine karışır 

Sararan yaprakların yeşile dönmesine

 Çok varmı, yada kaç mevsim


Ne olursa olsun

 Ağaçlar ayakta ölür

Saatler acımaz zamana

Gider de gider kaçarda kaçar


Kantarı doğru tartmayana sor günahını

İadeli taahhütlü verilen sözler

Neredeler şimdi

Yazık değilmi yakılıp yıkılır insanlık


Reyhanlar fesleğenler

Kokusunu veremez olmuş

Düşündükçe bir sıçrarsın

Düşündükçe uyku çöker

Çıkmaz bir yerdeyim sanırsın


Çarşamba pazarı hemen aşağıda

Yerlerini almış herkes

Ölen yiten hariç


Hayat karışıklığı gibi

Pazarın pazarcının

Sesleri bir birine karışır

Arabalarında çoçuklar çikolataya ağlar


Bostonlu bir ihtiyar takılır sağa sola

Deli Osman Camisinde Ezanlar okunur

Bir gönül çoşkusu uzaklarda değil demekki


Samsun yolundan arabalar geçer

Hepsi bir umut yüklenmiş sanki

Birbirlerini çekerler


Hüseyin Kahya Mahallesi bina yığını olmuş

Hani Nerde o bahçeler bağlar

Bir varmış bir yokmuş

Saklambaç, seksek, çelik çomak oynayan

Çocuklar 

 Azın azı kalmış


Kalan bahçeler umuda sulanmış

Haberin yokmu hemşehrim kış gelmiş

Denek dağı karlar altında kalmış



26.10.2019