Terler dökerken bu kasım soğuğunda

Tatlılar acılar bir birine karışır

Rüzgarlar savururken kumları

Türküler çalar radyomda

Taş yerinde ağırdır diye

Kulağıma tabi olur gözlerim

Dalar giderim uzaklara

Sıla gurbet birbirine karışır

İçimde kopan fırtınanın

Haddi hesabı yok

Çam ağaçları gibi

Hep ayaktayım

Nasıl oluyor anlamıyorum

Hem ayakta hem uykudayım

Kırmızıya dönmüş sarmaşığın rengi

Çimenler kurumaya yüz tutmuş

Tükenmek değil tükenmemek en doğrusu

Daha açacak Kasımpatı çiçekleri var

 

ZİGNEC USKA