Card image cap
Çöküş 4

Karadeniz sahilinde arabayla geçerken gördüğü manzara karşısında Allah'a şükür etti.Sağ taraf yemyeşil sol taraf masmaviydi.Aslında çadır alıp yaylalara çıkmalı günlerce kamp yapmalı.Yoksa arabayla "vınnn" diye geçtiğin manzaranın  zevki anlık oluyor.Halbuki o temiz havayı ciğerlere doldurmak,doğa yürüyüşü yapmak ne kadar iyi gelirdi.Bu minvalde hülyalara dalmış gidiyorduk. Arabanın arkasında cama dayadığı başını Laz Ali'nin sesi kaldırdı.


-Salih kardeş hani pi söz vardur" Karadenizde gemilerun mi batti" diye.Sağ elinin işaret parmağı ile arabanın camından denizi gösteri vaziyette uzatarak; Yoksa şu patan gemiler senin mi?


Hep beraber gülüştüler.Son model arabasını son sürat kullanan Laz Ali hiç durmaksızın konuşuyor,yanında oturan Sedat'a anlattıklarını teyit ettiriyordu.

Sigaranın biri yanıp biri sönüyor,arabanın içinde âdeta göz gözü görmüyordu.Arka camı açıp içeriyi havalandıran Salih gülerek;


-Ali bey daha çok var mı?


Vitesi beşe takan Laz Ali gaza sonuna kadar bastı.Araba âdeta uçuyordu.Salih içinden dualar okumaya başladı.Keşke o soruyu sormasaydı.Adam tam bir maganda.

Nereden rastlamıştı bunlara.Nereye gidiyorlardı.O ara cep telefonunun acı acı çaldığını farketti.Elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Arayan eşiydi.Hem de üç kere aramış.Şimdi ne cevap verecekti.İşin yoksa dır dır dinle dur.


Sedat ,mizahı bir tavırla arkaya doğru eğilip;


- Dostum, telefonun çalıyor bakmayacak mısın?Yoksa yengem mi?


Durumu anlayan Salih, Sedat'ın bu alaycı tavrına içten içe sinirlendi.Ona güzel bir cevap vermeliydi.Arkasına doğru yaslanıp;


- Evet Sedat! Hem de sayısız kere aramış , seven seveni çok arar değil mi? Ortada kalmışların arayanı pek olmaz.Dedi ve telefonu gerisin geriye aradı.Bozulma sırası Sedat'ındı.Laz Ali bu cevaba yüksek sesle gülerek;


- Sedat, Vallahi güzel cevaptı.Senlan penu kim arar daa?Neyse dostum size pir fikra anlatayım da keyfunuz yerine gelsun.

Arkaya doğru eğilerek Salih'in yüzüne baktı.Salih hararetli hararetli telefon görüşmesi yapıyordu.Arada bir elini telefonun ahizesine kapatıyor fısır fısır bir şeyler söylüyor, yüzü kıpkırmızı olmuş bir şekilde konuşmasını sürdürüyordu.Laz Ali Sedat'a bakarak ne oluyor gibisinden hareket yaptı.Sedatta bilmiyorum der gibi kafasını salladı.Laz Ali ortamı yumuşatmak adına arabayı ileride bulunan dinlenme tesisine yanaşarak park etti. Sedat'a dönerek; 


- Buranın mıhlaması,güveci cüzeldur, aç karnımızı doyuralim daa.Dedi ve Sedat'a inmesi için işaret yaptı.İndikten sonra Sedat'a bakarak;


- Pu uşağın Allah yardımcısı olsun.İpi kapturmiş paksana.... Gülerek tesisten içeri girdiler.


-Salih, hâlâ daha eşine durumu anlatıyordu.Bir haftalık görev neden iki haftaya çıkmıştı.Trabzon'da nelerin olup bittiğini bildiğini,hele bir yanlış yapsın nelerin olacağını tahmin bile edemeyeceğini saydı da saydı.Salih telefonu bir ara koltuğa koydu. Kulakları kıpkırmızı olmuştu."Tamam "diyor başka bir şey demiyordu.Sonra, aklına telefon çekmiyor numarası geldi.Eşine "Aloo ,aloo sesim geliyor mu? "Dedi ve telefonu tümden kapattı.Arabadan indi, tesisten içeri girdigin de gördüğü manzara karşısında küçük dilini yutacak gibi oldu.



Devamı yarın