Card image cap
Çakıl taşları 2

Ooİçilen kahve sonrası ormana doğru patika yolda yürüyüşe çıktık.Kalan sohbete orada devam edip temiz hava alacaktık.Yaklaşık iki saat sonra Pala Azizin yerine döndük.Kimseler yoktu.Demek ki osman ve dedesi henüz gelmemişler.İnsallah bir sıkıntı yoktur. Çay getiren garsona ;

-Aziz abiyi çağırıır mısın? Dedim.

Çayları itina ile masamıza koyan garson kibar bir şekilde;

- Tabiki beyefendi dedi.

Pala Aziz kendine has giyim tarzı ,sekiz köşe kasketi, iri kıyım cüssesi ve ona çok yakışan pala bıyıkları ile bize doğru aheste aheste geldi.Masamıza otururken selam verdi.

- Buyurun beyzadelerim 

Ali, sabırsız ve sert bir şekilde ;

-Aziz abi, biraz önce burada bulunan Osmanı ve ailesini tanıyorsun değil mi?

Oturduğu sandalyeye iyice yaslanan Aziz abi, sigara ile iyice sararmış bıyıklarının ucunu burduktan tok ve hılak sesiyle; 

-Tanımam mı beyzadem.Onlar buranın yerlisi hatta en köklü ailelerinden ..... oğullarından. Ancak başka bir köklü aile olan......giller  ile hasımdılar.Malum ülkemizin kangren olan davası kan davası.Bir onlardan, bir onlardan.Zavallı çocuk anasız, babasız, kardeşsiz  kaldı.Dedesi de neyi var neyi yok sattı. Hasımları ...giller dedeyi ve Osmanı öldü biliyorlar.Şu ilerideki köyde bir kulübe de kaçak göçek yaşıyorlar.Hey gidi dünya,kiminin evveli kiminin ahiri.Kim derdi ki,... oğulları bu hale düşecek.

Biz ağzı açık Aziz abiyi dinliyorduk.Ali ile ikimiz birden;

-Eeee dedik.

Aziz abi anlattıkça duygulandı,içlendi,gözleri yaşardı.Cepkeninin cebinden önce muhtar çakmağını çıkardı.Sonra, tütün tabakasından hazır sarılı sigarasını ağızlıığına koydu.Sigarasını yakıp bir nefes aldıktan sonra anlatmaya devam etti.

Onların bana çok iyiliği dokunmuştur. Hatta şu gördüğünüz mekanın yeri bile onların.Ben onların kiracısıyım.O mefhum olaydan önce ne güzel günler yaşıyorduk.Bu tesis dolar taşardı.Onların iş yaptığı firmalar,eşi- dostu, geleni-gideni hiç bitmezdi.Bu tesisin namı onlar sayesinde dillere pelesenk olmuştu. Ta ki o olaya kadar. Şu anda dede-torun resmen sefil hayat yaşıyorlar.Kaç defa buraya gelin dediysem de kabul etmedi.O kadar mağrur ve bilge bir adamdır ki Nazif amca.H hayatta ondan çok şeyler öğrendim.Torununu uçan kuştan sakınıyor.Seksenine merdiven dayamış birinden beklenmeyecek derecede iyi bakıyor. Torunu da maşallah demezsin on yaşında,olgun,zeki,mağrur...Arada sırada gelir gölün kenarına oturur saatlerce taş sektirir.Hele babalar günü oldu mu gözündeki yaş kurumaz.


Devamı var