ASKERİN MEKTUBU
 
Baki selam ederek öperim ellerinden,
Hayır, dua beklerim mübarek dillerinden
 
Gönderirken askere sen mutluluğa doydun,
Heybeme azık diye vatan sevgisi koydun.
 
Ana; haber vereyim peygamber ocağından,
Vatan bağrı sıcakmış ananın kucağından.
 
Böyle diyorum diye üzülmeyesin sakın,
Yurdumu çok severim bana helal et hakkın
 
Sarıkamışda Mehmet nasıl üşümediyse,
“Vatana feda” deyip canı düşünmediyse,
 
Çanakkalede Hasan kınalı elleriyle,
O sıcağa kavuştu elinde gülleriyle.
 
İşte şimdi bayrağı bize teslim ettiler,
Gönül rahatlığıyla sevgiliye gittiler.
 
Onlara açık olan peygamber ağuşuna,
Kavuşmak için ölen can değildir boşuna.
 
Hani sen diyordun ya “Oğul vatan namustur,
Ona göz dikenlere hiç acıma kan kustur”.
 
“Vatan kutsaldır oğul, Türkler olmaz vatansız,
Vatan, vatan olur mu ak kefensiz yatansız?
 
Senin bu sözlerini ettim kulağa küpe,
Sevdam şehit olmaktır sancağı öpe öpe.
 
Yüz elli dördüncüsü BAKARA suresinin,
Bu ayet müjde verir şehide cümlesinin.
 
“Onlar ölü değildir sakın ölü demeyin,
Allah için öleni kefen ile gömmeyin”.
 
“Bilin onlar canlıdır, hayattadır, diridir,
Fakat siz bilmezsiniz yeri cennet yeridir”.
 
Ben de bu müjde için yanıp tutuştum artık,
Beni yakan ateşi sevdama ettim katık.
 
Vatan “Namustur” deyip nöbeti tutacağım,
Bir gün visal olacak kefensiz yatacağım.
 
Namusum tehlikeye düşer ise bir zaman,
Gölümdeki aşk ile dizime gelir derman.
 
Kınaladığın elim bil ki her an tetikte,
Vatan bize emanet koruruz hep birlikte.
 
Kuşanır pusatımı yola revan olurum,
Göz sakınmam budaktan ona kurban olurum.
 
Kanla sulanmış toprak atadan emanettir,
Uğruna canlar vermek bil ki cana minnettir.
 
Ana; hakkın helal et artık vedalaşalım
Şehadet nasip olsun cennette buluşalım.