daha çok arayacaksın kırdıklarını
gözlerin karanlık hollere dönecek
tek başına kalacaksın
anlamını yitircek herbir şey
İçini saracak o büyük keşkeler
son deminde hayatın titreyerek
daha çok bekleyeceksin
bir kapıya bir pencereye giderek

nasıl kırdıysan ordan kırılacaksın
kırılmak neymiş anlayacaksın
bir ürperti duyacaksın çoğu zaman
bakacaksın yollara
gözlerin uzakları seçmeyecek
söylenmemiş bir yalan duyacaksın
ürkek bir tavşan gibi kulaklarını dikeceksin
miskin avuntularınla 
bir müjde yada bir iyi haber bekleyeceksin

asırlık ağaç gibi dalların bile küsecek
fitne ve fesatlıkla başbaşa kaldığında
kayıtsız geçecek senden gidenler
bağışlanmış sadaka dileyeceksin