yaşanmış gerçek bir hikaye


sene 1991 di sanırım

memlekete gitmem gerektiğinden

iş yerimi devrettim 3 ay sonra

döndüğümde yeni iş kuruna kadar

bakırköyde bir reklamcıda 2 ay çalıştım

2 ay zarfında yanımıza iş öğrenmek için takılan

ve ziraat mühendisi olarak devlette çalışan

bir arkadaş vardı.

hergün gelir ben fırçayla yazı yazarken 

nasıl yazıp çizdiğimi soran şakacı biriydi.


bir gün sordum arkadaş sen memursun

ne işin var burda sabah gelip akşam gidiyorsun

dairede ne zaman çalışıyorsun

dediki imzayı atıp geliyorum ama bazen 9 da

geliyorsun daire açılmadan hangi arkadaş

ordaysa bizim yerimize imzalıyor dedi

ben şok oldum resmen çünki 

8 kişi çalıştıklarını biliyordum 

bir kişi nöbet tutar gibi oradaymış

bu arkadaş aynı zamanda memursen 

sendikasında görevli birgün ankaraya çekip gitti

nereye dedim sendika yürüyüşü varmış

ne istiyorsunuz dedim hak dedi hak

iyi ama sen zaten işe gittiğin yok ne hakkı dedim

yüzüme ters ters bakarak çekti gitti


2 ay sonunda ayrılıp avcılarda kendime

dükkan açtım işlerimin yanında ayrıca

reklam folyosu folyo alıp satıyordum

bir gün memur olan o arkadaş çıkıp yanıma geldi 

yerimi nasıl buldu bilmem

oda dükkan açacakmış dedim sen

 işi ne zaman öğrendin dedi makina alıyorum

hanımıda memur olduğunda durumu

iyi sayılırdı o zamanlar bir makina bilgisayar

sıfır araba fiyatı gibiydi daha Türkiyeye yeni gelmiş

kimse bilmiyor idi 

her neyse o arkadaş büyükçe işyeri açtı

makina birde kamyon aldı

sürekli benden folyo alıyor tabelayı nasıl 

yapmam gerekir diye soruyordu saf saf öğrettik

aldığı folyoların parasını aylar geçiyor

bir türlü vermiyordu.şaban kardeş bilir kendisini

acaipte şanslıydı bir gün telefon gelmiş bir hastaneden

işleri varmış isim benzerliğinden o fetonun

hastanesine gitmiş yanlışlıkla onlarda reklamcı

çağırmış beklerken ağam işe koyulmuş

acemi haliyle işleri almış bir iş bir iş bir açıldı

ta Türki cumhuriyetlerine bile tabela yaptı

işçiler çoğaldı araçlar çoğaldı halen benim paramı vermez aradan birkaçyıl geçti emeklide oldu

birgün dedim o emeklilik sana yaramaz

tümüyle haram dedim samimi söylüyorum 

ilk maaşında hastalığa yakalandı kansermiş

fazla sürmedi birkaç ay sonra vefaat etti.

keşke demeseydim dedim iki yetişkin çocuğu

ve hanımı işleri çeviremediler borcuda varmış

kapatıp kaybolup gittiler.


şimdi esas anlatmak istediğime geliyorum

eski Türkiye böyleydi 1 kişinin yapacağı işe

5. 6 kişi çalışır haybeye maaş alırlardı

şimdiki düzene karşı gelenler nemalanamadıkları içindir

ömrüm boyu ne bir partiden iş aldım

ne bir yere sığındım hiç işim olmadı

sefil kaldım zor anlar yaşadım haram kazanmadım

aza aşım dik başım


ne zamanki köylerden göç edenler çocuklarını okutup

bir yerlere geldi işte o zaman yerinden olanlar

kıyameti koparır oldu.

bende bazı şeyleri kabul etmesemde hayal ettiğimin

10 katı yapıldı Türkiyede

hep biliyoruzki Türkiyeye ne olduğu umurlarında değil

yeterki düzen değişsin kendilerine yer açılsın....



.

saygılar bizden...


Mustafa Yaman