ZAMANA DARGINIM

 

Seninle tanıştığımda

İkinci defa doğdum hayata

Unuttum saate bakmayı

Bıraktım zamanla yarışmayı

Sokaklarda serseri gibi gezmeyi

Kendim için yaşamayı

Gün Pazar olmuş

Veya pazartesi

Ne fark eder

Arnavut kaldırımı taş olmuş

Ya da asfalt yolmuş!

 

Öylesine sevmiştim ki seni

Öyle masum ve sıcaktı ki gülüşün

Yüreğime dokunan kadife sesin

Su damlası gibi

Damla damla eritti

İzleri kaldı sözlerinin

Yüreğimin en derininde

 

Şimdi zaman tünelinde

Hasretinin alevli rüzgârları esiyor

Ayak izlerinde seni arıyorum

Yürek yalnızlığımla satırlarda

Kelime kelime seni yaşıyorum

Ama yokluğunun kışı çok soğuk

Üşüyorum!                                       

Rabbime şükrederken

Ve her nefeste onu zikrederken

Sensizliğe dokunuyorum mısralarda

Titriyorum!

 

Ne zaman saate baksam

Seninle doğduğum anı gösteriyor

Takvimdeki rakamların önemi

Zamanlı gidenler için

Yalnız lambaların soğuk ışığı altında

Sokaklarda sensizliğin boşluğu

Yalpalayarak yürürken yüreğime çarpıyor

Canım yanıyor!

 

Böylesi bir sevgi

Sonbaharda böyle bir güzellik

Asırlardır dünya üzerine bir yüze aksetmedi

Giderken soramamıştım

Nereye böyle diye

Utanmıştım

Korkmuştum da

Ne fark eder

Gönlündeyim ya diyeceksin diye

Gittiğine değil

Zamana dargınım                            

Sensiz neden geçiyor insafsızca

Bedenimde aşkının sarhoşluğu

Gözlerimdeki yokluğunun boşluğu

Gönlümde cehennemi çöle döndü şimdi

Mecnun rüzgârlar estikçe yakıyor içimi!

 

Sadece bir selamın yeter

Yüreğimi mutlu etmeye

Bir seni seviyorum sözün yeter

Hayata döndürmeye!

Ey nefs! Yangınını söndürmeye yetmez                  

İstersen okyanuslara dalıp boğul                    

Hasretle yanan gönlümün sensizliğe

Alışması hiç kolay değil!

 

          08-05-2012

Şair, Burhan AKSU