VAR MI? 

Çok aradım bulamadım, 

Mutluluğu bulan var mı? 

Servet saydım alamadım, 

Muradını alan var mı? 


Feryat, figan, ahuzarda, 

Yaş akıtıp şeb-i yal da, 

Gözü yolda, gönlü darda, 

Hayallere dalan var mı? 


Düçar olup binbir derde, 

Boynu bükük, başı yerde, 

Minnet eyleyip namerde, 

El bab'ını çalan var mı? 


Bir kervana olup tabi, 

Gezip maşrigi, mağribi, 

Gurbet elde benim gibi, 

Yapa yalnız kalan var mı? 


Bizar olup hastalıktan, 

Kesilip güçten takat'tan, 

Medet umup refakat'tan, 

İnileyen Nalan var mı? 


Yıllar yılı içim ayaz, 

Görmedim zerre imtiyaz, 

Yeşil siyah, mavi, beyaz, 

Her libasta volan var mı? 


Salına duran tenteyi, 

Güvertede küpeşteyi, 

Her demeti, her desteyi, 

Bağlamaya kolan var mı? 


Mesken tuttu haddi aşan, 

Hiç kimse değil huruşan, 

Bizim buralar perişan, 

Oralarda talan var mı? 


Bilene danışır sorar, 

İsmet Murat cevap arar, 

Akibeti hayra yorar. 

Tutunacak palan var mı?


Sözlük:


Şeb-i yal =En uzun gece

Huruşan=coşkulu, neşeli

Küpeşte=Gemilerin Güverte parmaklığı, Teknelerin, iskele he sancaktaki  üst yüzeyi