Yürek burkan ölüme
Sessizce yürüyüşün adı Sarıkamış
Ayaklar altına serilmiş kefenler
Kar;
Pamuktan yorgan, sarıp sarmalar bedeni
Uğultulu, karakışın soğuğu
**********
Dudaklardan sıyrılan Allah nidaları
Çığ olur feryatlar
Sarp yamaçlarda yankılanır
Ölüm duygusunun kamçıları
Hu çeker,
Uluyan kurtların sesi, ürkütür
Herkesin dilinde aynı dua
Rabbim,
Sen merhametini esigeme bizden
**********
Gıçırdayan kağnıların tekerleri
Bölük bölük hüzün
Ölümün beyaz mateminde
Endişeli gözler dikilir tepelere
Zamanını bekler ölümün soğuk nefesi
Herkes kendi hayatının derdinde
Cenneti arzulayış, gönüllü ölüm
Tatlı bir uykuya dalıp uyanmamak
**********
Gözünün baktığı yer ufuksuz
Boğuk bir aydınlık
Karlı tepelerden;
Savrula savrula gelir ayazı
Düşüp kalmış karlar içinde
Perçinlemiş avcunun içine mavzerini
Başının altında yastık
Yakar yüreği ten sızısı
Buz tutan umutlar dipsiz birer kuyu
Gecenin karanlık oyuklarında
Ölüme davetmiş rüzgarın sesi
**********
Dualarında anam,
Yüreģinden yaş döker ellerini açıp
Aralayıp gökyüzünü
Güneşli, aydınlık günlere
Umut güvercinlerini uçurur
Cennet-i Alâya yeryüzünden gökyüzüne
**********
Başka baharlarda açmak için
Düstüler birer ikişer
Öbek öbek cennet çiçekleri
Bunca vatan evladını
Bağrına basmaktan
Utandı;
Dondu kara toprak ,SARIKAMIŞ’ta
Mehmet Can Çanakkale 21. 12. 2021