Card image cap
Merhaba çeli̇şki̇

“Merhaba, ben çelişki.”
Bir patlama noktam vardı. 
Eğer oraya basarsan parçalanırdım. 
Kendi gerçeğimden bile kaçardım. 
O nokta hep gizli kalsın isterdim. 
Bulduysan bile ulaşma o noktaya dedim.
Buldun,
Ulaştın.
Sonuç acı.

Gerçeği getiren her haberci kuşunu 
acımadan kanatlarından vuruyorum. 
Güneşin yansımasını en çok 
onların üzerinde sevdiğim 
aynaları da parçaladım. 

Eh, böylelikle kendimi görmüyor, 
yorumlayamıyorum.
Görmek istediğimi de düşünmüyorum.
Allahım sana şükürler olsun

Her güne bir parmak ucumu yakıyorum. 
Böylelikle bir parmağa bin düşünce katlediliyor. 
Yanık kokusu midemi bulandırıyor. 
Günden güne zihnimin tek kaçışı ama 
aynı zamanda büyük bir gerçekleri dile getiren 
kalemimden kağıdımdan da kaçıyorum. 
“Nasıl olsa kendini bitirecek bu.” 
diyerek buna sadece seyirci kaldığın için 
teşekkür ederim yukarıdaki.
“Kendini bitirecek.”

Bu öylesine bir bitiş de olmayacak. 
Sanma ki kendimin kokmasına izin veririm. 
Sana bedenimi her gün göstereceğim, 
şüphen olmasın. 
Hatta kapalı kapılar ardındaki 
zihnime ulaşmaya çalışmanı izleyeceğim. 
Elbet vazgeçeceğin günde 
her uğraşında yaklaşacak, 
tersini hiçbir zaman beklemem.

Acı.
İşte geldi. 
Tam içimde. 
Hiç gitmemişken daha bir güçlü vurdu. 
Tutunacak dallarım da 
zihnimdeki ile kemirildi gitti. 
Pencere kenarında güneşi arıyorum, 
oysa güneş bana çoktan küsmüştü. 
Yansımasına izin vermediğim her ayna için 
on yıl biçti bana. 
İstesem de iyileştirmez.

En eski cümlelerini arıyorum sil baştan. 
Herhangi bin düşünceden 
bin birinci olsun diye yalvarıyorum. 
Maalesef, onun cümleleri 
tam da son 1000. düşüncemde yanmış. 
Bir daha bana uğramaz, göstermez hünerlerini. 
Acımadan yangınlarda bıraktım tenini, 
hem de o, sonunu hazırlarken 
suyu seçmiş bir asil iken.

İşte bitirdim kendimi, uğurlar olsun bana.
Sonrası ne mi olacak?
“Merhaba, ben acı.”