MAHKEME-İ KÜBRA

Şu üç günlük dünyada dolaştım belde belde

O kadar yoruldum ki, kalbi kırık bir halde,

Seher vakti uyandım, bulunduğum mahalde,


Kapanarak secdeye, coştum sel olup aktım,

Mahkeme-i kübraya ben hakkımı bıraktım.


Nasihat kâr etmedi, zulüm eden zalime,

Tahammül edemedim uğradığım zulüme,

Duayı Sertaç edip, onaylattım dilime


Göz yaşıyla Yoğurdum, ah çırasını yaktım,

Mahkeme-i kübraya ben hakkımı bıraktım.


Dünya fani ömür az, yok bunun lamı cimi,

Göz önüne gedirdim kâhin-i müneccimi,

Yüce hakk kudretiyle huzurunda recimi,


Uygulasın diyerek, döndüm önüme baktım,

Mahkeme-i kübrayaya ben hakkımı bıraktım.


Ya ilahi büyüksün, sensin zati zülcelal,

Batıdan güneş doğup, kaybolduğunda hilal,

Ellerini mühürle, dillerini eyle lal,


Diye niyaz eyledim, sığdım derine aktım

Mahkeme-i kübrayaya ben hakkımı bıraktım.


Gül benzim sararınca, inleyip ağlayarak,

Kalp kırık,boynu bükük,İsmet Murat olarak,

Selatuselam ile niyazda bulunarak,


Hakkını hukukunu yaratana bıraktım.

Mahkeme-i kübrayaya ben hakkımı bıraktım