KİTABIN DOSTLUĞU KALICIDIR
Dost uzakta olsa bile yakınımızda hissettiğimiz, en soğuk bir günde dahi sıcaklığını duyabildiğimiz kişidir. Bizi doğruya, iyiye, güzele yöneltmek, yalnızlıktan, kimsesizlikten kurtarmak onun işidir. Kimi zaman kalabalıkta dertlerimizle baş başa kalırız, derdimize derman olacak bir insan bulamayız yanımızda, yöremizde. Dostumuz, arkadaşımız uzaktadır. Telefonlar gidermez özlemimizi. Oysa kitap her zaman, her yerde emrimizde ve hizmetimizdedir. Dostlarımızın da kendilerine göre dertleri vardır. Bizi dinlemekten sıkılabilirler. Kitap böyle değildir. Bizi karşılık beklemeden avutur, teselli eder, sıkıntımızı giderir. Arkadaşımız nazımızı, kaprisimizi çekemez, sabrı taşar, kızar. Kitap ise her şeyimize katlanır. Fırlatıp atmamıza bir şey demez. Donuk hayatımızı canlandırır, renklendirir. Onunla yaşamaktan zevk alırız, karamsarlıktan, kötümserlikten sıyrılırız.
Ağaç yaş iken eğildiğine göre, çocuğumuza küçük yaşta kitap sevgisi aşılamalı, okuyamasa bile, eline kitap vermeliyiz. Kitap renkli, resimli olursa daha iyi olur. Hele bu resimler çocuğun hayal gücünü kurcalayacak, güçlendirip geliştirecek türden iri, basit ve ilgi çekici biçimdeyse çocuk kitap karıştırmaktan zevk almaya başlar. Kendiliğinden kitap arar, bulunca sevinir, mutlu olur. Kitap onun dostu, arkadaşı haline gelir. Bu yöntemin öğretici, eğitici yanı, çocuğun harfleri görmesini, tanımasını sağlamak, dikkatini ve belleğini işletmesidir. Okul öncesinde çocuklarımıza, kocaman sayfalarını rahatça çevirebileceği kitaplar verilmelidir. Renkler belirgin, resimler ayrıntısız olmalıdır. Okuma yazma bilmeyen çocuklar, kitaptaki masalları resimlerde görmelidir. Bunun için kitap bir büyüğü tarafından yavaş yavaş, açık seçik, anlaşılır ve anlamlı bir ses tonuyla okunmalıdır. Böylece yavrunuzla kitap arasında sıcak bir dostluk kurabilir, onu arkadaş olarak görmesini sağlayabilirsiniz.
Kerim Evren, Dil Yarası adlı yazısında kitabın dostluğuna, kültür ve uygarlığın gelişmesindeki rolüne değinerek örnekler veriyor: “Selahattin Duman, büyük bir keyifle okuduğum yazılarından birinde, evdeki eşyalarının ve kitaplığının rengine uygun ansiklopedi sipariş eden birini yazmıştı. Üstelik yanlış hatırlamıyorsam, Duman’ın sözünü ettiği bir entelektüel kişiydi. Entelektüel okumazsa kim okuyacak?
Cemil Meriç, değeriyle tanınmışlığı ters orantılı bir yazarımızdır. Jurnal adlı kitabında şunları yazıyor: ‘Granit homurdanır mermer gülümser. Yalnız kitap konuşur. İnsanı kertenkele olmaktan kurtaran soyumuzun hafızası. Kaybolmayan mazi.(...)Kitap binlerce yılın ötesinden gelen ve binlerce yıl öteye taşan ses. Kitap bütün peygamberlerin mucizesi... “
Dostlarımız bir gün ölür ya da çeşitli nedenlerle bizden uzaklaşırlar. Oysa kitaplar, kitapların dostluğu ölmez. Yani her dostluk geçici ama kitabın dostluğu kalıcıdır. Biz de bu özverili, erdemli dostumuza dostluk edelim, onun değerini bilmeyen kişilerin eline geçmesine izin vermeyelim. Eğer insanım diyorsan, daha çok insan olmak istiyorsan kitap oku, yırt at bencilliğin üstümüze örttüğü karanlığı, gider bizi şaşkına çeviren bu kitapsızlığı, bu şoku.
Erhan Tığlı