EN GÜZEL ŞEY NEDİR?

Toplumda değerli olarak görülen, herkes tarafından değeri kabul edilen maddi ve manevi din, ahlak, namus, para, mevki, rütbe, makam, vicdan gibi kavramlar vardır. Bunlardan hangisinin diğerlerinden daha iyi, daha değerli olduğu kişilere, toplumsal yapıya göre değişir. Zamana ve zemine göre kimi değerler alçalır, önemsizleşir, kimi değerler ön plana çıkar, yükselir.
Kimi insanlar değer kazanayım, değerimi herkes takdir etsin derken alçalırlar, kimi de kişiliğini erdem ve özveri gibi değerlerle donatarak gönüllerde taht kurar. Aşk, sağlık, özgürlük çok değerli şeylerdir ama ne yazık ki değerlerini onları yitirdikten sonra anlarız. Bir insan paraya çok önem veriyorsa eğer, para kazanmak için ister istemez başını eğer. Bu da onun değerini düşürür. Başı dik olarak gezmek istiyorsak maddi değerlerden çok manevi değerlere yönelmeli, üç kuruşluk çıkar elde etmek için beş kuruşluk adamların önünde eğilmemeliyiz. Bir kişinin değeri değer verdiği şeyler kadardır.
İnsani ilişkilerde içtenlik, dürüstlük, dostluk en değerli kavramlardır. Bu kavramlara uyanlar daha çok değer kazanırlar; bencil, çıkarcı, duygu ve düşünce yoksulu kişiler ise var olan değerlerini azalttıkları gibi zamanla dibe çakılırlar. Değerimiz giyim kuşamla, rütbeyle, makamla artmaz. Ziya Paşa’nın dediği gibi, altın işlemeli palan vursan eşek yine eşektir. Değerin eski adı kıymettir. Altının kıymetini sarraf bilir. Namık Kemal, Hürriyet Kasidesi’nde yere düşmekle cevher kıymetinden bir şey kaybetmez diyor.
Günümüzde ne yazık ki iş ayağa düştü, ayaklar kafanın yerine geçti, değer yargıları değişti; Bilim ve sanat adamları yerlerde sürünürlerken, futbolcular, artistler, şarkıcılar el üstüne tutuluyorlar, hayranları tarafından omuzlara alınıyorlar. Bilginlerin, sanatçıların değerlerini ancak onlar öldükten sonra anlıyoruz...