Card image cap
Hangi̇ i̇stanbul paklar zi̇hni̇mde gi̇di̇şi̇ni̇

Hangi İstanbul gidişini paklar zihnimde





Mür dağında elf gibi süzüldü gözlerin
Rüyalar alemine seyre dalan ruhuma
Ardında bir artçı kabus ile yok oldun
Öksüz kalan tebessümlerimin arasında
Ve o geceden sonra doğan hiç bir güneş 
Isıtmadı hücrelerimi 

Yalnızlık sancısı ile kasılan bedenimin 
Himayesinde 
Kaç satır anlatır sensizliği 
Kaç şiir ağlar kim bilir ardında
Kaç dizeye kan doğrar imgelerim
Beyaz sayfaya kalemim kin akıttığında 

Nasıl anlatırım seni bana
Nasıl avuturum kendimi 
Mahremime çamur atmadan
Kirlenen aklımın öç alma duygusuna
Peki hangi İstanbul gidişini aklar Zihni’mde 
Sokaklarının karanlığına karışıp
Ardına bakmadan kısır gidişini
Ve yürürken ardında yolları döven
Topuk seslerinin
Yüreğime kurşun gibi saplanmalarını

Söylermisin bana gamı tasayı
Söylermisin peki arşın ayazında donan
Sevgi tümcemelerini 
Meleklerin neden ayrılığa göz yaşı döktüğünü 
Her ayrılıktan sonra
Sabaha kavuşan kara gecenin 
Ağlamaklı gülüşlerini 

Ondandır bu halim 
Ondandır yüzümün tebessümüne haciz koyan
Asık suratlı oluşlarım 
Ey gözleri Züleyha gibi şehvet dolu olan
Elf edalı Peri ruhlu sevdiğim
Bilsen ne feryatlar uyuttum baş koyduğun yastıkta 
Ne yaşlar kuruttu gözlerim 
Gece kafayı yastığa gömdüğümde
Yalnızlığın acısını içime haps ettiğimde
Ondandır
Yükledim yüreğimin sırtına bütün kederi 
Yükledim yüreğimin sırtına bütün hicranları 

Mehmet Kılıçel