Gözlerim 
ta uzaklardan  gelen bir mücellâ çehreyi.
Özlerim
gül yapraklarında ismi yazılı olanı.
Vasfını duyalı 
cânı ateş-i hicranla közlerim.
Geçse de asırlar,
"Ey cân!"
Varlığın yakın geliyor.
Sevgili! 
Hâlâ esiyor Yesrib'den,
o gülleri bayıltan kokun geliyor.
En kıymetlim, 
sinede seni aşkla saklamak var ya...
Kararmış yüzleri nurunla aklamak var ya...
Bir ömür 
kapını hasretle, 
sıdk ile beklemek var ya...
Topal karınca gibi 
sana getiren yollarda teklemek var ya...
Rehnümâ,
senin dostlarından 
bir nurlu akım geliyor.
Sevgili! 
Hâlâ esiyor Yesrib'den,
o gülleri bayıltan kokun geliyor. 
Kapkaraydı arz'feza
kör cehlin günahından.
Ağlıyordu asuman 
kız çocuğunun ferydından ahından.
İsminin muştusuyla' değişti tüm "notalar'
Gelişinle
karanlık utandı siyahından.
Varlığınla 
kainata rahmet dolu kervanla yükün geliyor.
Sevgili! 
Hâlâ esiyor Yesrib'den,
o gülleri bayıltan kokun geliyor.
İnleyen nağmede, 
bir bülbül sesinde 
seni hep seni duymak...
Araya asırların girdiğini fakedip 
acıyla aymak...
Esirgesin ol Hüdâ, 
olmasın yoldan caymak...
Hasretinle 
gözlerden yaşlar bahar seli gibi sökün geliyor
Sevgili! 
Hâlâ esiyor Yesrib'den,
o gülleri bayıltan kokun geliyor.