FEDAKÂR OLMAK

       Fedakârlık kelime itibarıyla kendisinde var olan can, mal ve servetini yeri geldiği zaman hiç düşünmeden feda etmektir.

      Fedakârlık insan başta olmak üzere hayvanat ve nebatat dâhil bütün mevcudatta ruh sahibi mahlûkatın ruhaniyetinde var olan ilahi bir hissiyattır. Bu hissiyat mahlûkatın ruhaniyetine İlahi kudret tarafından öyle derinlemesine nakşedilmiştir ki yeri geldiği zaman harekete geçer. Örneğin:

      Bir anne ve baba evladı, bir asker vatanı, bir insan arkadaşı uğruna sırf onların mutluluğu için uykusunu, malını, canını hiç düşünmeden feda eder. 

      Bir hayvan bile yavrularını korumak uğruna kendini feda etmekten kaçınmaz, mesela bir tavuk bile bir saldırıya maruz kaldığında hiç düşünmeden kendisinden kat kat iri ve kuvvetli olan bir köpeğe, bir tilkiye karşı sırf yavrularını kurtarmak uğruna kendi hayatını feda eder.

      Bir nebatat sırf insanlara en latif gıdaları suna bilmek için kendisinden bin kere sert olan kayaya karşı koyar ve adeta bir fedakârlık örneği sergiler.

      Deme ki fedakârlık bütün mahlûkatın bilhassa mahlûkat arasında en şerefli olarak yaratılan insanoğlunun iftihar tablosudur. Çünkü insanlar elde etmek istedikleri bütün başarıların kapısını ciddi manada fedakârlık yapma sayesinde ulaşır.

       Zira yüce milletimiz kahraman gazilerimizin uzuvlarını, aziz şehitlerimizin de seve seve canlarını feda etme karşısında ayakta kalmış, aziz vatanın bölünmezliği ve bütünlüğü sağlanmış kutsal bayrağımız yere düşürülmekten kurtarılmıştır. İşte asıl fedakârlık örneği budur. Bu fedakârlılarından dolayı muhterem gazilerimizi saygıyla selamlıyor, aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, minnettarlığımı bütün hissiyatımla arz ediyorum.

  İsmet MURAT