DİVANE GÖNLÜM


Gönül yorgunmusun, yoksa küsmüsün,

Ne hayatı yaşar, ne yaşatırsın,

Yoksa dağbaşına çöken pusmusun,

Ne tepeyi aşar, ne aştırırsın.


Sanki bu hayattan bezmiş gibisin,

Bir cümle cihanı gezmiş gibisin,

Önceden olanı sezmiş gibisin,

Ne canana güler, ne güldürürsün.


Değilsin belliki halinden razı,

Bedenini sarmış, gam, keder, sızı,

Kucağında tutar, saklarsın sazı,

Ne yürekten çalar, ne çaldırırsın. 


Sevdalı yüreğim zifir karanlık,

Değeri yokmuydu birtek dinarlık,

Aydınlatsın diyerekten bir anlık,

Ne çırağı yakar, ne yandırırsın.


Sırtıma yükledin sevda yükünü,

Yüreğime kadar saldın kökünü,

Yeşerdikçe kopartarak  örkünü,

Ne ismini anar, ne andırısın.


Tam yerinde göstermeyip rızanı,

Bulandırıp akıl, şuur, izanı,

Aşk ile  kaynarken sevda kazanı,

Ne parmağı banar, ne bandırırsın.


İsmet murat söyle sana ne oldu,

Bostanın kurudu, güller'in soldu,

Dalında bülbüller şakımaz oldu,

Ne bir hatır sorar, ne sordurursun.