ben ırmakların sesine gidiyorum

söyleşecek kimse olmayacak

bir ev yapacağım sazlardan

o uzak yoldan, o eski dünyaya

selam size diyeceğim


ey gökler, ey vadiler 

ey zühre’nin aydınlatan pusulası

yolumu kaybedersem eğer

üzülmem hiç kaybolmaya değer


algımıdır, İlahi kader mi

rebap nağmesinde, aykaçın sesinde

buluğ çağının ötesinde

yeryüzü efsanelerinin seyrine

zaman ırmağında yıkanmak için gidiyorum

hayat çizgisinde oylumun başlangıcına

ırağın kadim sınırlarından söz ediyorum

iksirin halis tadını biliyorum

ah ne kadar çıvgın


tutkunun başlangıcında renklerin değişimi

bir ışık ovası var reyhan kokuyor

bir dağ yolu var düşümden daha yeşil

belki bir duyumsamadır

belki bir var oluştur


bütün gücümle bağırdım doyasıya

içimde hiç ses kalmadı

bitap düştüğüme bakmayın

mest olmuş haldeyim.

oh ne güzel kimsesizim, kimsesiz