On iki yaşında ya var ya yoktum
Henüz ilkokul yeni bitmişti
Günlerden bir gündü
Sabah gün ışırken
Yola çıktık altı kişi
Diğerleri usluydu bir ben küçüktüm
Dehledik eşekleri iki saatlik
Tırmanıştan sonra ormana varmıştık.

Ama çıralı sarıçam odunu için
Yarım saat daha ormanı arkalarına yürüdük
Vardığımızda onlar hemen başladılar
Buldukları çamları kesmeye baya yorulmuştum nede olsa ikinci gidişimdi onlar koca koca adamlardı
Tecrübeleri vardı.

Neyse ben daha odun peşindeyken onlar
Kütükleri baltayla  yarıyor odunu taylıyorlardı
Hepimiz dağılmıştık ayrı yönlere
Uzakta görünüyordu bazıları
Onlara yetişme gayretiyle koşturuyordum
Bir ara baktım azıklarını yiyorlardı
Belliki eşeklere yükleyip gideceklerdi
Beni beklemeyecekler düşüncesiyle
Telaş içinde koşturuyor odunları kesiyor
Ter su içinde kalmıştım oysa karnımda acıkmıştı ama zamanım yoktu.

Dediğim gibide oldu ben henüz odunları taylamadan yola çıktılar seni yukarda yayla
Düzünde bekleriz diyerek gittiler.

Korktuğum başıma gelmişti koyu ormanda yanlızdım çatak, boyalı dedigimiz bir arada
Derin bir dere kayalık ve sık ormandı
Bizim ılgaz ormanında ağaçlar çok yüksek ve sıktır yaylaya çıkan ince patika yol
Dereye nazır uçurumdu.

Üstelik yağmur başlamıştı neyse aç acına
Eşegi yükledim tabiki gücümüzün yettiğince
Biraz gevşek gibiydi yağmurda başladığından urgan ıslanmış  sıkmıyordu
Dereye baktım bayaa coşmaya başlamış
Patika yol çamurdan kayganlaşmıştı
Elli metre yokuşu sağmadan odunlar gevşedi ve  yıkılırn eşşeğin dengesi bozulup yuvarlandı dereye şimdi odunlar ve
Eşek su içindeydi ben zaten ıslanmıştım
Korktuğum balta odunların üstündeydi
Eşseği kestimi diye baktım allahtan bir şey yoktu lakin benim odunları taşıyıp yüklemem epey zaman aldı tekrar yola koyuldum bir km. yayla düzüne çıkina kadar
Üc defa daha yıktı  telaştan akşam oldugunu yeni farketmiştim
Ne kadar oyalandım zaman geçtiyse
Yaylaya çıktığımda  az bir ay ışığı vardı
Çok üşümüş ve acıkmıştım ama her şeyden çok iki sıgaram kutunun icinde beş altı kibrit çöpum vardı ıslandıysa ateş yakamam sıgara içemezdim aksilik bu ya nemlenmişler hepsi yanmadılar
Aklıma ya yolu şaşırırsam tersine gidersem karanlıkta o an babam geldi aklıma
Ormanda kaybolursan eşeğin kuyrugunu bırakma o seni getirir demişti rahmet olası babam.

Tekrar yukledim eşeği karanlık yayla yolundan ormana doğru yarım saat sonra
Tehlikeli iniş başlamıştı
Aklımda kurt ve ayılar gelirse diye baltayı elimde tutuyordum
Şansa birşeye rastlamadım ama her çalı
Ve öteberi canavar gibi görünsede ben kendi telaşımdan korku hissetmiyordum.

 önümüz hep uçurum patika üstelik kaygan
Iki defa daha yıktım inerken birinde
Eşekte bende uçuyorduk nerdeyse ucurumdan ay ışığı azdı kuytularsa karanlık
En sonunda aşaği yola indigimde ne eşekte hal vardı ne bende  odunları sakladım eşeğe binip köye gelmem birbucuk sat gibiydi.

Geldiğimde gecenin dördüymüş rahmetli annemin sesini duydum kaş dediğimiz yerden beni ararmış babam yoktu uzaktaydı
O zamanlar.

 ertesi gün tekrar sakladığım yerden odunları getirdim çırasına yandığım odunlar .....




Mustafa Yaman
22 haziran 2020