ÇERÇİ


Baharı, yaz'ı kış'ında, 

At arabası peşinde, 

Her ayın yirmi beşinde, 

Köye geliyordu çerçi, 


Kurdela,ile kına'yı, 

Plastik, mandal tokayı, 

Tartıp arpayı, buğdayı, 

Öyle veriyordu çerçi. 


Her türlü manifatura, 

Doldurup çıkardı tur'a, 

Arada sırada kura, 

Bile çekiyordu çerçi. 


İndiriyordu peçeyi, 

Tıklıyordu pencereyi, 

Tezek ile tencereyi, 

Takas ediyordu çerçi. 


Vermez idi veresiye, 

Dost kalırdı ölesiye, 

El'ini atıp ense'ye, 

Dönüp gidiyordu çerçi. 


Çatal, kaşık, bıçak, tabak, 

Toprak testi, çömlek çanak, 

Naylon leğen, güğüm, ocak, 

Elde tutuyordu çerçi. 


Ne var ise pazen, basma, 

Gem, ile yular'ı, tasma, 

Elma, armut, yemiş, asma, 

Kâr'a katıyordu çerçi. 


Kaynatarak yumurtayı, 

Yanında bir demlik çayı, 

Çekerek uzun havayı, 

Göbek atıyordu çerçi. 


Hem gariban, kibar, nazik, 

İğne, iplik, düğme,yüzük, 

Çoluk çocuğa bilezik, 

Un'la satıyordu çerci. 


İsmet Murat geç oldumu,

Birazcıkta Yoruldumu, 

Yatağı da serildimi, 

Köyde yatıyordu çerçi.

Card image cap