BU KÖY BİZIM


Bu yaşamın adı köyüm hacveli 

Bu Yayla Bu tepe Bu mera bizim

Soracak olursan seherden yeli 

Bu layla Bu dere Bu sera bizim


Ayrım gayrim olmaz güzel köyümden

Bir rüzgar eserse kıble yönünden

Güzeliğin özü Çiçek gülünden

Bu sera Bu yara Bu karar bizim


Lelenin deresi beyler ağası 

Yahinin başında var mağarası 

Hasanın gölünün ön mağazası 

Bu mağara bu gölü Bu sıra bizim


Hetonun mağara kasımın tiki

Dört gezer köyünde tavşanı tilki

Çekyat yokken bizde var idi Seki 

Bu nere bu Seki bu mera bizim


Ziyedinin dere gölün de yüzen 

Hasanin golü ki en menşur olan

Bir bakmışsın yerde sürünür yılan 

Bu keklik bu kuşu Bu kurdu bizim


Eğilir içersin bulaktan suyu 

Ahırda çalarlar bir nenni toyu 

Cinderesi gider Yaylanın boyu 

Bu kırkı bu suyu bu bulak bizim


Çalağan eğri yol taşları yaman

Dört bir yana kaçar Yayılmış sıçan 

Leylekler serçenin kartalı uçan

Bu toprak bu sema bu kara bizim


Büyük tik arkası kürtlerin Yayla 

Dumanlı dağını kattım yoz mala 

Kırık kilisenin bir yanı yola

Bu yollar bu layla bu dağlar bizim


İster seversin köy ister sevmezsin 

Çıktığın gurbetten geri gelmezsin 

Bu lezzeti Tatı asla bulamazsın

Bu evelik ğaşil o tendir bizim


Yaylanır gidersin Yayla yolunda 

Eppeyin gatığın gelir kolunda 

Bazen olur hasret olan solunda 

Bu halat Bu bayat Bu kendir bizim


Hamzakerek Yayla bizle yan yana 

Kızları toplanır Çeşme başına 

Bacanın dumanı bak ataşına

Bu Çeşme bu ataş bu Kızlar bizim


Varılır Menzile yol yokuş olsa 

Varsam bir sofraya dostlar bulunsa 

Hangeli evelik aşı karışsa

Bu yokuş Bu sofra bu dostlar bizim


Kaşında duruyor arabın arğac

Açılsa muhabbet kurulur bağdaç 

Baharda canlanır kurumuş ağaç 

Bu fidan Bu söğüt Bu dallar bizim


İbrahim bulağı içerim hoştur 

Vallahi kör bulak zordur yokuştur 

Damları dolaştım bir çoğu boştur 

Bu bulak Bu sulak Bu damlar bizim


Ketesi güzeldir yemeği özel 

Bir güzeli Sevdim köyde en güzel 

Adını sorarsan ne Hazal gazel

Bu kete bi tava bu güzel bizim


İlkokul taş duvar aynadır bize

Hiç gerekirmi ki lüzümsüz söze

Ruhum şifa bulur gittim kırk göze 

Bu taşlar bu sular bu sıra bizim


Görhane subatan bulanık yahni

Minareden dinle şanlı ezani

Baharda yemliği yeşili yeni

Bu köyler bu ezan minare bizim


Sametim köyümden sayın gardaşdan

Ayrı düştük Hayli güzel vatandan

Sevmeyi öğrendik dosttan atadan 

Bu sevmek bu gardaş atalar bizim


Samet Yıldırım sultani 

09.03.2023