Bilginin kıracına yolsuz gittim
Dedi ki çoban bana 
Ne arıyorsun bu dağ başında
Bilginin hazinesini arıyorum
Çoban güldü kurnazca
Ben kırk yıldır bu dağlardayım rastlamadım
Sen sadece geziyorsun çoban
Sen uçuyormusun dedi
O bana güldü, ben ona güldüm
Anladım ki bu böyle sürecekti.

Bir tepeye çıktım ortası çukur
Kızıl toprağını avuçladım taşa çaldım
Sadece sen kalacaksın
Biz hepimiz gidince dedim.

Ne bir yol ne bir iz 
Sadece  ben vardım 
Gayesiz bir ağaca rastladım
Belki bir sihir vardır sende
Hastalıkları iyileştiren
Yaşlıları gençleştiren
Yapışkanlı kabuğundan bir parça aldım.
Söyleşecek bir şey yok kimseyle aramızda
Dağların gökleri öptüğünü gördüm
Geçmişin yankısı, geleceğin sedası vardı
Ne doyacak açlık, ne uyuyacak ölüm
Aşağıda sadece bulutlar vardı
İki harf arasındaki hayret uğultusunda
Acılarımı yeniden keşfettim
Tutabildiğim kadar tuttum
Sonra bıraktım gözyaşımı...




Mustafa Yaman

03 nisan 2021