Altı yaşındayken ölmüş babası
Dağlanmış yüreği garip babamın
Kalmış iki kardeş birde anası
Başlamış çilesi garip babamın
Onbeş yaşındayken evlendirmişler
Sen artık bu evde ersin demişler
Omuzuna ağır yükü vermişler
Gülmemiş hiç yüzü garip babamın.
Otuz beş yaşında ölmüş karısı
Katlanmış babamın acısı yası
Beş tane çocukla hayat sancısı
Yüklenmiş dalına garip babamın.
Yanında amcası köy köy dolaşır
Sadık bir eş bulmak için çalışır
Sonunda annemi bulup tanışır
Yıl olmuş günleri garip babamın.
Anlaşır annemle hemen evlenir
Annemde boy boy yedi çocuk verir
Çalışır garibim elden ne gelir
Zor geçmiş hayatı garip babamın.
Yirmi beş yaşında bir oğlu ölür
Baba yüreğidir yanar kavrulur
İki öksüz yavruda ondan kalır
Dağlanmış yüreği garip babamın.
Kimselere asla haset etmezdi
Hayatında gıybet nedir bilmezdi
Doğruluktan zinhar taviz vermezdi
Olmamış yalanı garip babamın.
Namazını kılar dua ederdi
Erkenden işine kalkar giderdi
Kimselere zarar vermeyin derdi
Böyleymiş ahlakı garib babamın.
Babamın vakur bir duruşu vardı
Ondört tane nüfus hep eli dardı
Yazmakla bitmiyor çok çile gördü
Çok imiş çilesi garip babamın
Onun mangal gibi yüreği vardı
Bir yetimi görse gözü dolardı
Bütün köylü ona sert “AHMET”derdi
İşte bu cefakar benim babamdı.
23 Mart 2020