İşi gücü yoktu baba vanganın
Havaya resimler çiziyordu
Bir yaprak düştüğünde yere
Hangi daldan düştüğünü seziyordu
Kaderin ağını, feleğin şamarından biliyordu.

Fısıldayan bir şey mi vardı kulağına
Belki bir histi belki bir duyumsama
Ayakları yere basmayan kehanetlerini
Düşsel hayelpres gibi seyrediyordu
Bekide aklın ucunu, mantığın yolunu izliyordu.

Şimdi sorabilseydim sana ey babavanga
İnancın huppesinden, çağın zelzelesini
Zaman çizelgesinden, yıkımların böylesini
Söylesen, söyleyebilseydin kaydadeger ne varsa
Rüzgârın kalemini, gecenin defterini
Anlatabilseydin, anlayabilseydik.

Yıkıldık ezildik yaralandık can verdik
Kırkbini aştı mabet, kaç kere dize geldik
Yine kalkacağız ayağa saracağız yaralarımızı
Bir kez daha anlayacağız hatalarımızı
Bu ne ilk ne son olacak
Faylar aaltımızda daima oynayacak.

İşte şimdi korkunun pençesindeyiz
Bilmiyoruz gölgesiz hayaletleri
Umursamıyoruz artıkı kehanetleri
Her karanlığın ışığa çıktığını
Her ışığın karanlığa döküldüğünü
Varlıktaki yokluğu bizde görüyoruz
Bir hatamız varsa unutuyoruz.