Card image cap
Akşam




Sararken ufukları fırkat yüklü elemler

Şehirler üzerinde bir el rengini demler 

Farkeder insanoğlu güneşin ölümünü 

Bir veda edemeden kaybolup giden günü

Sarılır naif eller yavaş yavaş dağlara 

Ruhum böyle meftundur teklifsiz akşamlara 

Yollar yorgun su bitkin deniz bağrında uyur 

Kapımdan süzülerek içeri gelde buyur 

Bu karanlıkta huzur bu karaltıda dua 

Süzülsün şafaklara yıldızlar gibi şua 

Saçlarım kadar derdi akıtarak aleve 

Sana sığınıyorum kölenim seve seve 

Tarifsiz o rengine bedenimi kat gitsin 

Ruhumu döşek eyle penceremde yat gitsin

Yetişir rıhtımların kimsesiz taşı olsam 

Selvi boylu çamların dalı sırdaşı olsam 

Çekerek ciğerime çiçeklerden kokuyu 

Ölümsüzlük yurdundan akşam adlı dokuyu .


k a gazioğlu